21. Hukuk Dairesi 2016/18239 E. , 2018/1841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının 28.02.2013 tarihli iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece,120.521,82 TL maddi tazminatın 100,00 TLsine haksız fiil tarihinden itibaren, 120.421,82 TL"sine ıslah tarihi olan 02/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/2.maddesine göre de İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 28.02.2013 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat istemi ile ıslah dilekçesiyle talep edilen maddi tazminat istemlerinin tamamına olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiğinin anlaşılmasına rağmen, Mahkemece maddi tazminat isteminin tümüne olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi yerine; dava ve ıslah dilekçesi ile istenilen maddi tazminat miktarları için ayrı ayrı faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklama gereğince;
Hüküm fıkrasının 1.paragrafının silinerek yerine;
“Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 120.521,82 TL maddi tazminatın haksız fiil tarih olan 28/02/2013 tarihinden itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmak suretiyle, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.