21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1898 Karar No: 2018/1845 Karar Tarihi: 27.02.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/1898 Esas 2018/1845 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/1898 E. , 2018/1845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalının 05/03/2004 tarihli iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 4.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Somut olayda mahkemece verilen ilk kararda davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 39.197,78 TL maddi ve 4.000 TL manevi tazminatın olaydan faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Davalı temyizi üzerine Dairemizin 04/10/2016 tarih ve 2015/17000 Esas, 2016/12068 Kararıyla, davacının maddi tazminat istemini HUMK 107.maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davasına dayandırmakla beraber, harca esas asgari bir miktarın belirtilmemiş olması nedeniyle usulüne uygun açılmış bir davadan bahsedilemeyeceği, öte yandan bu davada gerçekleşen 29/05/2015 tarihli talep artırımın, ıslah olarak değerlendirilmesi halinde ise bu ıslaha karşı süresinde zamanaşımı definde bulunulduğunun da dikkate alınması gerektiğine işaretle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın usulüne uygun açılmadığı, talep artırımın ise aslen ıslah niteliğinde olduğu kabul edilerek ıslaha karşı zamanaşımı defi nedeniyle ıslahın zamanaşımından reddine karar verilmesi yerinde ise de; yapılan açıklamalara göre maddi tazminat davasının aslen usulüne uygun açılmamış olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan ...’nin 7/2.maddesinde düzenlenen “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olduğu” açıktır. O halde davalı lehine maddi tazminatın reddi nedeniyle ... 7/2.maddesine göre maktu red vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken, nispi red vekalet ücreti takdiri hatalı olmuştur. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklama gereğince; A) Hüküm fıkrasının 2.bendinden sonra gelen “a” alt bendinin silinerek yerine; “a)- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 6100 Sayılı HMK"nun madde 323/1ğ ve 326/1 hükümleri gereğince karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince 1.980,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”rakam ve sözcüklerinin, eklenmek suretiyle, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.