12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1112 Karar No: 2014/5194 Karar Tarihi: 25.02.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/1112 Esas 2014/5194 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/1112 E. , 2014/5194 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/11/2013 NUMARASI : 2012/346-2013/1459
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki tarafların istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçluların temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, yetkiye itirazlarının yanında takibe konu çekteki cironun ve imzanın lehtar şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 170/4 maddesine göre, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı çekte, lehtarın cirosu ile değil, lehtardan sonra gelen cirantaların cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı görülmektedir. Bu durumda, alacaklı hamil, imzaya itiraz eden ilk ciranta lehtar şirketin imzasının sıhhatini bilemeyeceğinden ağır kusurlu kabul edilemez. Ayrıca, alacaklının çeki takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu da ispatlanamadığına göre, tazminattan sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Bakırköy 4.İcra Mahkemesinin 21/11/2013 tarih ve 2012/346 E.- 2013/1459 K. sayılı kararının hüküm bölümünün üçüncü bendinde yer alan “Bu davacı yönü ile İİK 170/son madde uyarınca asıl alacağın % 20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesi ile dördüncü bendinde yer alan “İİK 170/son madde uyarınca % 10 para cezasının davalıdan tahsiline” cümlesinin karar metninden tamamen çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.