Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)Mahkemece suça sürüklenen çocuğun eyleminin her ne kadar boş arazideki park halindeki motorun çalınması olarak kabul edilerek TCK’nun 142/1-e maddesine hüküm kurulmuş ise de, müştekinin suça sürüklenen çocukların motorun üzerinde yakalandığı 21/05/2014 tarihinden önce iş yerinden hırsızlık olayı sebebiyle müracaatının bulunduğu, bu müracaatı esnasında iş yerine kapı kilit göbeği kırılarak girildiğini, iş yeri içerisindeki depoyu açan kumanda ile depo açılarak üzerinde kontak anahtarı bulunan iki adet motosikletinin çalındığını beyan ettiğinin anlaşıldığı, olay yeri inceleme raporu ile iş yerinin kapı kilit dilinin olmadığı, kapı ve pervazlarda zorlama olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, olaydan bir hafta kadar sonra kontak anahtarı üzerinde bulunan motosiklet üzerinde yakalanan suça sürüklenen çocuğun motoru boş bir arazide buldukları şeklindeki savunmasına itibar edilmesinin mümkün olamayacağı, suça sürüklenen çocuğun eyleminin kapı kilidini kırarak iş yerine girdikten sonra buradaki kumanda ile depoyu açarak kontak anahtarları üzerinde bulunan motoru çalmak şeklinde gerçekleştiği kabul edilmesi gerektiğinden eylemin TCK’nın 142/2-d maddesinde yazılı bulunan haksız yere ele geçirilen anahtar ile hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hatalı nitelendirme ile TCK’nun 142/1-e maddesinden hüküm kurularak eksik ceza tayini, 2)Müştekinin yargılama aşamasındaki beyanında, çalınan iki motosikletinden birisinin polislerce kendisine teslim edildiğini, diğerinin ise ilk motorun teslim edildiği tarihten iki gün sonra müştekiye telefon edilerek motoru alabileceği yerin söylendiği, bu şekilde müştekinin motorunu bırakıldığı yerden aldığı ve suça sürüklenen çocuğun etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına rızasının bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğa diğer motorun teslimine yönelik bir iradesinin bulunup bulunmadığı, müşteyi arayarak motorun yerini söyleyen şahsın kim olduğu bilip bilmediği, gerekmesi halinde müştekinin o tarihte kullandığı telefon hattının HTS kayıtları istenerek müştekiyi arayan şahsın tespiti sağlanmadan ve TCK’nun 168/4 maddesi hükümleri tartışılmadan eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının korunmasına, 03/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.