Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/2558 Esas 2019/10563 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2558
Karar No: 2019/10563
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/2558 Esas 2019/10563 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2019/2558 E.  ,  2019/10563 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜMLER : Mahkumiyetlerine dair

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere, katılanlara yönelik aynı eylemin failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanıklar yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden, somut olayda aralarında yakın akrabalık ilişkisi bulunan sanıklar ile sanıklar müdafiinin savunmalarına göre aralarında menfaat çatışması bulunduğu anlaşılmakla, sanıkların savunmalarının ayrı müdafiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 38/1. ve 5271 sayılı CMK"nin 152. maddelerine aykırı davranılması,
    Kabule göre de;
    2)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanıklara 5271 Sayılı CMK"nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
    3)Sanıkların eylemleri neticesinde, katılanın yaşamsal tehlike geçirecek ve vücudunda orta (3.) derecede kemiklerin kırılmasına neden olacak nitelikte yaralandığının anlaşılması karşısında, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesi gereğince temel cezalar belirlenirken sanıkların kastlarının yoğunluğu, katılanda oluşan yaralanmanın birden fazla olması, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak, TCK"nin 61. maddesindeki ölçütler ve TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gözetilerek sonuç cezalara etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    4)5327 sayılı TCK"nin 86/1 maddesi gereğince tayin edilen 1 yıl 6 ay hapis cezalarının, TCK"nin 86/3-e maddesi gereğince yarı oranında arttırılması ile 1 yıl 15 ay hapis cezaları yerine hesap hatası yapılarak 2 yıl 3 ay hapis cezaları, devamında TCK’nin 87/1-d maddesi gereğince bir kat arttırılması ile 2 yıl 30 ay hapis cezaları yerine 4 yıl 6 ay hapis cezaları belirlenmesi,
    5)Sanıklar hakkında TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasında, katılandan kaynaklanan haksız tahrikin ne olduğu açıklanmadan, yetersiz gerekçe ile sanıkların cezalarından indirim yapılması,
    6)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.