Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15954 Esas 2017/4062 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15954
Karar No: 2017/4062
Karar Tarihi: 22.05.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15954 Esas 2017/4062 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstirdat davasındaki mahkeme kararı incelendi ve karar davacının talebi doğrultusunda bozuldu. Davacı, kefil olduğu kredi sözleşmesinin kefalet limitinin sonradan artırılmasından sorumlu olmadığını ileri sürerek istirdat talep etmişti. Mahkeme, adi kefalet nedeniyle alacaklı bankanın asıl borçluya başvurmadan kefile de başvuramayacağını ancak davacının itiraz etmediği ve kendi iradesiyle tüm borcu ödediği için davanın reddine karar vermişti. Ancak Yargıtay, somut olayda kefalet limitinin belirtilmemesinin kefaletin geçersiz sayılacağı kanun maddesine uygun olmadığını ve davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirtti. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozuldu ve davaya yeniden bakılması gerektiği hükmedildi.
Kanun Maddeleri:
- 818 sayılı Borçlar Kanunu, kefalet limiti hakkında düzenleme içermektedir.
- Kefaletin adi olması nedeniyle alacaklı asıl borçluya başvurmadan kefile de başvuramayacak olsa bile, bu durumda kefilin itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
19. Hukuk Dairesi         2016/15954 E.  ,  2017/4062 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin davadışı...’ın davalı banka ile akdettiği kredi sözleşmesine kefil olduğunu, davalı bankanın bu kefalet nedeniyle asıl borçluya başvurmadan müvekkili aleyhine asıl borç ilişkisindeki alacak tutarı üzerinden takip başlattığını, müvekkilinin sözleşmedeki kefalet limiti ile sorumlu olduğunu, kefalet limitinin sonradan artırılmasından müvekkilinin sorumlu olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı kefalet sözleşmesindeki sorumlu olduğu miktarı aşan kısmın istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kredi sözleşmelerinde kefaletin adi olması nedeniyle alacaklı asıl borçluya başvurmadan kefile de başvuramayacak olsa bile davacı aleyhine başlatılan icra takibine davacının itiraz etmediği ve kendi iradesiyle tüm borcu ödediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık “Kredi Kartı Üyelik ve Kredi Sözleşmesi” başlıklı akitten kaynaklanmakta olup, davacı sözleşmeyi kefil olarak imzalamıştır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. uyarınca kefalet limitinin sözleşmede gösterilmesi veya içeriğinden anlaşılır olmaması halinde kefaletin geçersiz olacağı belirtilmiştir. Somut olayda davacının dava dilekçesindeki kabulü dikkate alınarak bir karar vermek gerekirken icra takibine itiraz edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.