18. Hukuk Dairesi 2016/481 E. , 2016/3866 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, ... İli ... İlçesi ... Köyü 169, 171 ve 173 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedellerinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu 169 ve 171 parseller yönünden davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapıldığı ve bedellerinin hak sahiplerine ödendiği ileri sürüldüğüne göre; mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan bu parseller yönünden de el koymanın varlığı kabul edilip yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması,
2-2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurlar ile her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ayrıca ilgililerin de beyanını dikkate alarak düzenleyeceği gerekçeli bir değerlendirme raporunda değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise, özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Dava konusu taşınmaz sulu tarım arazisi kabul edildiğine göre; kapama meyve (mandarin, portakal, zeytin, nar) bahçesi olan kısımların kapama karışık meyve bahçesi, tarım arazisi olan kısımların da açık tarım arazisi olarak ayrı ayrı değerlerinin bulunup bu bedele hükmedilmesi gerekirken, Yargıtay uygulamalarına aykırı düşecek şekilde kapama bahçe ve araziye münavebe uygulamak suretiyle ortalama gelirin bulunup bu gelire kapital faiz verilmesi suretiyle değer belirlenmiş olması,
3-Yargıtay uygulamalarında dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde esas alınan kapital faiz Türkiye geneli için %3 ile %15 arasında değişmektedir. Bu durum taşınmaza verilen önem, kullanım şekli, talep miktarı, taşınmazın bulunduğu yerdeki arazinin azlığı veya çokluğu, sulu veya kuru oluşu gibi sebepler dikkate alınarak yukarıda belirlenen sınırlar arasında belirlenmektedir. Buna göre; yukarıda açıklanan nitelikler esas alınarak dava konusu taşınmazın kapital faiz oranının belirlenmesi gerekir. Bu oran da %3 "ün altında olamaz. Mahkemece %2,5 oranında kapital faiz alınması suretiyle yüksek m² üzerinden bedel belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
4-Mahkemece dava konusu taşınmazın bedelinin davalıya ödenmesine karar verildiğine göre; tapuda taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verlimesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması,
5-Mahkemece davalılardan “...” ile dava konusu taşınmazlardan 171 ve 173 parselde paydaş “Hüseyin Özgür”ün aynı kişi olup olmadığının tespit edilmeden karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
6-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.