(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2020/1246 E. , 2020/1832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde; 8000 m² olan tarlasının davalı ... Yönetimi adına tespit edilen 180 ada 1 sayılı parsel içerisinde kaldığını, diğer 9 dönüm olan taşınmazında orman müdürlüğü adına tespit edilen 182 ada 1 sayılı parsel içerisinde kaldığını beyan ederek kadastro tespitinin iptalini istemiştir.
Sivas Kadastro Mahkemesinin 2013/126 E. - 2013/39 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtları Sivas Tapu Müdürlüğünden celp edilip incelendiğinde tesis kadastrosunun 24/12/2008 tarihinde yapılarak kesinleştiği ve kadastro tutanağının tapusunun oluşturulduğu, ancak davacının dava dilekçesi ve dosya incelendiğinde, davanın 25/12/2008 tarihinde kadastro tutanağının kesinleşmesinden bir gün sonra açıldığı anlaşılmış olup, taşınmazlara ilişkin olarak tapu iptali istemlerine bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve davacının mahkemeye başvurması halinde dosyanın görevli ve yetkili Sivas Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş, ilgili karar temyiz yoluna başvurulmayarak 08.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı taraf HMK"nın 150/5. maddesi gereğince davanın işlemden kaldırılmasına rağmen, yasal süre olan üç aylık süresi içerisinde davasını yenilememiş olduğundan davanın HMK"nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir:
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece davacı adına çıkarılan tebligatın tebliğine rağmen, davacının belirlenen duruşma gününe iştirak etmediğinden davanın HMK"nın 150/5. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına, ancak davacı kanunda öngörülen kanuni süresi içerisinde davayı işleme koydurmak için yenilemediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, ancak Dairemizin 2017/8209 E. - 2020/412 K. sayılı iade kararı üzerine mahkemece yapılan araştırma sonucunda 25.02.2020 tarihli tutanaktan duruşma gününü bildirir tebligatın davacıya tebliğe çıkarılmadığı ve tebligat yapılmadan duruşmalara devam edildiği tespit edilmiş olup, davacının duruşma gününden haberdar edilmeden karar verilmesi de davacının iddia ve savunma hakkını kısıtlaması durumu doğurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hü
vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değil, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilerek, davacı ..."ya duruşma gününün yöntemince tebliğ edilerek varsa delillerinin toplanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.