8. Hukuk Dairesi 2015/14096 E. , 2017/7206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ..., davaya konu taşınmazı, kardeşi ..."tan 19.12.2009 tarihinde satın aldığını, daha sonra ½ hissesini diğer davacı ve eşi olan ..."a, 27.12.2010 tarihinde sattığını, zilyetliğin bu şekilde kendilerine geçtiğini, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, yasanın aradığı kazanım koşullarının oluştuğunu açıklayarak, davaya konu taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın kadastro çalışma alanı içinde kaldığından bahisle sonunucunun beklenmesi gerektiğini belirtmiş, diğer davalı köy tüzel kişiliği ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın davacılar adına tescili istemine ilişkindir.
Somut olayda; dosya içerisinde bulunan Kadastro Müdürlüğü"nün 24.12.2013 tarih ve 259 sayılı yazısından, davaya konu alanın kadastro tutanağının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kanun"un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi"ne re’sen devrolunur.” Aynı Kanun"un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesi"nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu taşınmazla ilgili kadastro tutanağının düzenlendiği anlaşıldığından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30/2. maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesini doldurma görevi Kadastro Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, davaya konu taşınmazın, kadastro tutanağının düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili kurumlardan sorulması, tutanak düzenlenmiş ise, Görevsizlik hususunun düşünülmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin, temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,
istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 16.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.