10. Hukuk Dairesi 2014/12325 E. , 2014/17308 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Nusaybin Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :04.02.2014
No :2011/547-2014/68
Dava, davacılar murisi H. K."ın davalı Belediye işyerinde 01.03.1980-22.10.1981 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda; davacılar murisinin davaya konu dönemde, davalı Belediye işyerinde araç tamir ustası olarak çalıştığı iddia edilmekte olup, tespite konu bu çalışmaların Kurum kayıtlarına geçmediği ve işyerinin kamu kuruluşu niteliğinde olduğu sabittir. Hal böyle iken davaya konu çalışmaların geçtiği iddia edilen Belediye’den herhangi bir bildirim bulunmamasına rağmen, Mahkemece davalı işyerinden verilmiş işe giriş bildirgesi ve tanık beyanları nazara alınarak eksik incelemeyle yazılan şekilde davanın kabülüne karar verilmesi isabetsizdir.
Genel olarak hizmet tespiti davalarının her türlü delil ile kanıtlanacağına dair kabul geçerli olsa da, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri, resmi bir Kamu Kurumu olması ve kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıl olduğundan, Mahkemece, çalışmanın geçtiği iddia edilen döneme ilişkin işveren nezdinde ücret tediye bordroları ve konuya ilişkin tüm belgeler eksiksiz olarak getirtilip, anılan belge ve bordrolardan sigortalının imzasını içerenlerden, imza aidiyeti yönünden çekişme bulunmayanlar ile hata, hile, ikrah halleriyle sakatlığı iddia ve kanıtlanamayan belgelerin içeriklerinde gösterilen gün kadar çalışmanın karinesini teşkil edeceği göz önüne alınmalı, şayet, işveren hiçbir kayıt ibraz edemiyorsa, bunun sebebi sorularak ve fiili imkânsızlık varsa, davacı ile birlikte çalışan bordro tanıkları dinlenilerek, varsa tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin hangi nedenle bildirim dışı kaldığı yeterince araştırma konusu yapılarak, ayrıca çalışmanın tam zamanlı olup olmadığı işyerinin niteliği ve kapsamı gözetilerek belirlenmeli, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra, elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hakkında yapılacak değerlendirmede ise, çalışmanın geçtiği yerin bir kamu kuruluşu olup olmadığı önem taşımaz. Ancak, davacının hizmetlerinin geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşu olduğunda; kamu kurumunda çalışanların hizmetlerinin kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının asıl olduğu gözetilerek inceleme yapılması gereği gözetilmeli, Hukuk Genel Kurulunun 18.06.2008 gün ve 2008/21-429 E. - 2008/437 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, davaya konu dönemde, davalı Kamu Kurumunca düzenlenen ücret bordrolarında, davacıdan sigorta primi kesintisi yapılmış olduğunun anlaşılması halinde, Yargıtay’ın istikrar kazanmış görüşüne göre, artık hak düşürücü süre de uygulanmamalıdır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.09.2014 günü oybirliği ile karar verildi.