19. Hukuk Dairesi 2017/2655 E. , 2018/3975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 23/02/2017 günü davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan, 23/02/2017 günlü geri çevirme kararından sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 16.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesi ve aynı tarihli protokolün imzalandığını, davacı lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini,bayilik hizmet bedelini ödediğini,yapılan bu ödemenin 15 yıl intifa verilmesi ve bu süre için bayilik icra edilmesi inancıyla yapıldığını,sözleşme tarihinde Rekabet Kurulu’nun 20022 sayılı tebliği uyarınca beş yıldan fazla süreli sözleşme yapılmasına olanak bulunmadığından sözleşmenin 5 yıllık yapıldığını,15.01.2013 tarihine kadar Rekabet Kurulu"nun 2002/2 sayılı Tebliğ"inde yer alan muafiyetten yararlandığını ve bu tarihten sonra geçersiz hale geldiğini ileri sürerek davalıya peşin ödenen 5.015.000,00 USD bayilik hizmet bedelinin geçersiz ve kullanılamayacak sözleşme süresine (2/3) karşılık gelen 3.343.333,00 USD tutarındaki kısmının, ödeme tarihleri nazara alınarak 2.507.500,00 USD için 31.01.2008 tarihiden ve 835.833,00 USD için 12.02.2008 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarının ABD Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin süresinin dolmasından sonra davalı şirket tarafından ... . Noterliği"nin ... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin 15.01.2013 tarihinde sona erdiğinin davacıya bildirildiğini,5.015.000,00 USD"nin bayilik hizmet bedeli için ödendiğini ve sözleşme süresinin dolduğunu, ödenmesi gereken alacak bulunmadığını, 15 yıl süreli belirlenen intifa hakkı için öngörülen 2.000.000,00 USD"nin ödenmemiş olduğunu,faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, benimsenen 06.03.2015 tarihli kök ve 10.10.2015 tarihli ek bilirkişi raporu sonucunda, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu’nun 2002/2 sayılı Tebliği uyarınca 16.01.2008 tarihinde 5 yıl süre için yapıldığı, aynı tarihli protokolün 3.2 maddesinde davacının bayilik hizmet bedeli olarak 4.250.000,00 USD+KDV iki taksit halinde vereceğinin belirlendiği, bu maddeye göre her ne kadar bayilik sözleşmesi 5 yıl için yapılmış ise de yapılan bu hizmet bedelinin intifa hakkı süresi olan 15 yıl üzerinden davacıya ait ürünlerin satılacağı inancıyla başlangıçta peşinen ödendiği, Rekabet Kurulu’nun 12.03.2009 tarihli genel bildirimi ile sözleşmenin 5 yılı aşan ve intifa tarihine göre 16.01.2013 tarihinden sonraki intifa süresinin geçersiz olduğu, intifa hakkının tapudan terkini için davalıya 04.02.2013 tarihinde vekâletname verildiği,4.250.000,00 USD+KDV’nin 16.01.2008 tarihi ile 04.02.2013 tarih arasına isabet eden kısmının davalıdan tahsil edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3.324.725,36 USD alacağın 04.02.2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a gereğince Devlet Bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden uygulanarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava taraflar arasında düzenlenmiş olan 16.01.2008 tarihli protokolün 3.2.1 maddesinde düzenlenmiş olan bayilik hizmet bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır. Söz konusu protokol 5 yıl için düzenlenmiş olup sözleşme süresinin bitimi ile davalı karşılık edimini ifa etmiş olup mahkemece bu kalemin intifa bedeli gibi nitelendirilerek bakiye intifa sözleşmesinin süresi nazara alınarak alacağın kısmen hüküm altına alınması gerektiği yolundaki dosya kapsamı ile bağdaşmayan bilirkişi raporuna istinaden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan edenlerle hükmün davalının temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 10/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.