8. Hukuk Dairesi 2014/26312 E. , 2017/3897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu ... parsel üzerindeki evin vekil edenlerinin murisleri tarafından yapıldığını, aynı parsel üzerindeki ağaçların vekil edenleri ve murisleri tarafından birlikte yetiştirildiğini açıklayarak muhdesatların davacılar ve murisleri tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı ... ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalılar davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, bakiye harçların davacılardan alınmasına, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından yargılama giderlerine hasren süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
1-H.M.K"nun 312.maddesine göre, davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamaları için, davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemelerinin yanında, yargılamanın ilk oturumunda davacının talep sonucunu kabul etmiş olmaları da gerekir.
2-Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nisbi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nisbi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin sözkonusu olması halinde ise miras payları gözönünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olaya gelince; davalılar, taraflar arasında yürüyen ortaklığın giderilmesi davasında davacıların muhdesata ilişkin iddiasını açıkça kabul etmeyerek davanın açılmasına sebebiyet verdikleri gibi, eldeki davada da davacının davasını kabul etmemişlerdir.
Hal böyle olunca, mahkemece, davalıların, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda hesaplanacak, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken aksi düşünce ve yanılgılı gerekçe ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 20.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.