Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/1877 Esas 2017/5407 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1877
Karar No: 2017/5407
Karar Tarihi: 11.04.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/1877 Esas 2017/5407 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı alacaklı, 17.07.2014 tarihli kira sözleşmesine dayanarak, 29.07.2015 tarihinde icra takibi başlattı. Davacı, tahliye ve haciz talep etti ve 38.500,00 TL kira bedeli talep etti. Davalı borçlu itiraz etti ve taşınmazın 2015 yılı Ocak ayından bu yana kullanılmadığını belirtti. Mahkeme, kiralananın tahliye edildiği ve tahliye davasının konusunun kalmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan tahliye talebi hakkında hüküm kurdu. Mahkeme, kiralananın süt ürünleri imalathanesi olup, işletmenin eksiklikler nedeniyle 2015 yılı Ocak ayından itibaren davalı borçlu tarafından kullanılamadığına karar verdi, ancak itirazın kaldırılması için yeterli gerekçe olmadığına hükmetti. Mahkeme, kira alacağının ödendiği hususunun davalı borçlu tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul edilmesine karar verdi. Ancak, temyiz incelemesi sonunda, kira bedeli üzerinden itirazın kaldırılması gerektiği sonucuna varıldı ve mahkeme kararı bozuldu. Kanun maddeleri olarak, İİK'nin 269/2 ve 269/c maddeleri ile
8. Hukuk Dairesi         2017/1877 E.  ,  2017/5407 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalının itirazının kısmen kaldırılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    KARAR

    Davacı alacaklı 17.07.2014 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 29.07.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 3.500,00 TL’den 2014 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ayları kira bedeli 38.500,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 12.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 19.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, takibe dayanak döneme ilişkin kira borcu bulunmadığını, tahliyesi talep edilen taşınmazın 2015 yılı Ocak ayı içerisinde İnönü Belediye zabıtası tarafından mühürlenerek kapatıldığını, yani 2015 Ocak ayından bu yana taşınmazın kullanılmadığını bildirerek borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz etmiş, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, yargılama aşamasında kiralananın tahliye edildiği ve tahliye davasının konusunun kalmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan tahliye talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, kiralananın niteliğinin süt ürünleri imalathanesi olup, davacının yükümlülüğünün kira sözleşmesi boyunca kiralananın niteliğine uygun şekilde hazır bulundurmak olduğu, işletmenin eksiklikler nedeniyle 2015 yılı Ocak ayından itibaren davalı borçlu tarafından kullanılamadığı, makinelerin mühürlendiği, sonuç olarak 2015 yılı Ocak ayı ve sonraki döneme ilişkin kira alacağının istenip istenemeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği, 2015 yılı Ocak ayı öncesi takibe konu kira alacağının ödendiği hususunun ise davalı borçlu tarafça kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 14.000,00 TL asıl alacak yönünden kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.

    İİK 269/2. maddesine göre ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini İİK 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır. İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre de borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re"sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmek zorundadır. Davalı tarafından kira sözleşmesindeki imzaya itiraz edilmediği gibi kira sözleşmesinin iptaline yönelik açılan bir dava da bulunmamaktadır. Davalı her ne kadar tahliyesi talep edilen taşınmazın 2015 yılı Ocak ayı içerisinde mühürlenerek kapatıldığını ve bu tarihten itibaren kullanılamadığını ileri sürmüş ise de, taraflar arasında yapılan 17.07.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin tarafların ortak iradesi ile ortadan kaldırıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığından 17.07.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi geçerli olup hala yürürlüktedir. Bu durumda takibe konu dönemde davada dayanılan kira sözleşmesi geçerli olup, sözleşme hükümlerine göre ödenmeyen kira bedelleri üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.