Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1030 Esas 2018/1923 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/1030
Karar No: 2018/1923

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1030 Esas 2018/1923 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Taraflar arasındaki bir alacak davası sonucunda Bursa 7. Tüketici Mahkemesi davanın kabulüne karar veriyor. Ancak davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı bozuyor ve mahkemece önceki kararda direnilmiş. Ancak Hukuk Genel Kurulu, mahkemenin yeterli bir hüküm oluşturmamış olduğunu belirtiyor ve usulün öngördüğü niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Mahkemenin usule uygun bir karar oluşturmadığı için direnme kararı bozuluyor. Kanun maddeleri olarak ise, kararda belirtilen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, 294. maddenin 3. fıkrasında da hükmün tefhimi hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması gerekti
Hukuk Genel Kurulu         2018/1030 E.  ,  2018/1923 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 7. Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.06.2016 tarihli ve 2015/272 E., 2016/349 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 09.11.2016 tarihli ve 2016/23259 E., 2016/20759 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    6100 sayılı HMK’nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
    Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
    Nitekim Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2017 tarihli ve 1610-668 sayılı; 24.05.2017 tarihli ve 1265-1005 sayılı kararları).
    Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece "…Mahkememizce verilen 2015/272 Esas, 2016/49 Karar sayılı ve 22/02/2016 tarihli kararımızı bozan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/23259 Esas, 2016/20759 Karar sayılı ve 09/11/2016 tarihli bozma ilamı hukuka aykırı bulunduğundan, bozma ilamına karşı direnilmesine," denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
    Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
    Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa karar usule uygun karar değildir.
    Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.