14. Ceza Dairesi 2016/11610 E. , 2020/3578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınıp, sanık müdafisinin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin hükmedilen ceza miktarı da dikkate alındığında 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi gereğince reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Mahkemece atılı suçtan dolayı 5237 sayılı TCK"nın 109/1, 109/3f, 109/5, 43/1. maddeleri gereğince belirlenen 3 yıl 9 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 62/1. maddesi ile 1/6 oranında indirim yapıldığında 3 yıl 1 ay 15 gün yerine 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, eleştiri dışında hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olayın oluş şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki anlatımları, savunma, tanık beyanları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın, farklı zamanlarda on beş yaşından küçük mağdureye yönelik organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle değişik tarihlerde buluştuğu mağdureyi öpmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin zincirleme şekilde sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilip, belirlenecek lehe kanuna göre cezalandırılması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması,
Uygulamaya göre de:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesinde "şüpheli veya sanığın müdafii tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunması ve adaletin selametinin de gerektirmesi halinde, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın yardımından ücret ödemeksizin yararlanabilme hakkının bulunduğunun" açıklandığı, iç hukukumuzda ve tarafı bulunduğumuz sözleşmede mevcut bu ilke karşısında, AİHS’nin temel hakka ilişkin hüküm içeren 6. maddesinin, iç hukukumuzda aynı konuda kanun ve yönetmeliklerle getirilen ve yukarıda işaret edilen düzenlemelere nazaran öncelikle uygulanması gerektiği nazara alındığında, istemi aranmaksızın görevlendirilen müdafi ücretinin dosya kapmasına göre yeterli mali gücü olmadığı anlaşılan sanığa yükletilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.