1. Hukuk Dairesi 2019/2474 E. , 2020/4454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın tavzih isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ...’nın maliki olduğu 4290 ada 7 parsel sayılı taşınmazını davalı kızına ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükümden sonra davacı vekili 27.03.2019 tarihli dilekçe ile iptal ve tescile karar verilen hisse oranının açık bir şekilde belirtilmediğinden bahisle hükmün tavzihini istemiş, mahkemece tavzih isteğinin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK. nun 305. maddesinde "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müessesesi düzenlenmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olayda, tavzihi istenen hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, tavzihi istenilen 10.12.2015 tarihli hükmün 1 nolu bendinde çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesine rağmen davacının miras payı belirtilmeksizin veya veraset ilamına atıf yapılmaksızın hissesi oranında tapuya tesciline kararı verildiği, bu durumda infazda şüphe uyandıracak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK"nun 305. v.d. maddeleri gereğince, tavzih isteğinin kabulüne karar verilmesi, dava konusu edilen taşınmaz hakkında infaza elverişli şekilde açıklama yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, tavzih talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, 04.04.2019 tarihli tavzih talebinin reddine dair kararın (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.