8. Hukuk Dairesi 2018/4428 E. , 2019/11691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 1212 ada 44 parsel sayılı taşınmazı 29.12.2010 tarihinde satın aldığını, 16.02.2012 tarihinde ... Kaymakamlığına müracaat edilerek 3091 sayılı Yasa"ya göre tecavüzün önlenmesinin istenildiğini, ancak tecavüzün devam ettiğini belirterek, el atmanın önlenmesini ve Ocak 2011-Temmuz 2012 dönemi için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 11.10.2013 tarihinde ecrimisil talebini 29.666,55 TL olarak güncellemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazını 1946 yılından beri kullandığını, binayı müvekkilinin inşa ettiğini, müvekkiline ait yapının dava konusu taşınmazda yer almadığını, davacının 16.02.2012 günlü 3091 sayılı Yasa için yaptığı müracaatının ... Belediye Başkanlığınca reddedildiğini, müvekkili işgalci olmadığından ecrimisil talebinin de haksız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin yapısının 45 parsel sayılı taşınmazda olduğunu, davacının taşınmazında işgalci olmadığını, 2981 sayılı Yasa için 28.09.1984 tarihli ve 9266 sayılı müracaatta bulunduklarını ve vergilerini yatırdıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile müdahalenin menine, 29.666,55 TL ecrimisilin ayrı ayrı davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Dosya arasında bulunan 24.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu edilen yerin 126,70 m2 yüzölçümlü tek katlı bir yapı olduğu belirlenmiş, ancak bu binanın kullanımı konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış ve hangi davalının binayı hangi şekilde kullandığı tespit edilmemiştir. Mahkemece tarafların bu hususta gösterdikleri tüm delillerinin toplanması, dava konusu edilen taşınmazın hangi bölümünün hangi davalı tarafından hangi şekilde kullanıldığının tespit edilmesi, davalıların kullanımı sabit olduğu takdirde, davalıların ayrı ayrı kullanım durumları da dikkate alınarak yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, oluşacak sonuca göre belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 24/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.