15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4967 Karar No: 2017/3924 Karar Tarihi: 13.11.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/4967 Esas 2017/3924 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı tarafından açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve menfi tespit istemine ilişkin davanın mahkemece reddedilmesi üzerine davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında pist alanında kullanılacak su ızgaralarının yapılması için sözleşme bulunmaktadır ve davalının teslim ettiği ürünün taahhüt edilen vasıfları taşımadığı gerekçesiyle dava açılmıştır. Mahkeme, süresi içinde ayıp ihbarının yapılmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK' ın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu maddelerde iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi ve ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme hakları yer almaktadır. Bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinde yanılgıya düşülerek satış sözleşmesi hükümlerine göre inceleme yapılarak süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Kararda, eser sözleşmelerinin kanundaki tanımlarından yararlanılması gerektiği ve TBK'ın 470 ve devamı maddeleri arasında düzenlenen hükümlere göre işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri: TBK'ın 474-478. maddeleri.
15. Hukuk Dairesi 2016/4967 E. , 2017/3924 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taraflar arasında pist alanında kullanılacak su ızgaralarının yapılması için sözleşme bulunduğunu, davalının teslim ettiği ürünün taahhüt edilen vasıfları taşımadığı için başka firmadan temin edildiğini belirterek bu sözleşme nedeniyle ödenen 6.800,00 TL"nin tahsiline ve iş bedeli için verilen 16.800,00 TL"lik çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiş, davalı işin anlaşmaya uygun olarak yapıldığını, TTK"nın 23/c maddesine uygun biçimde süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece TTK"nın 23. maddesine uygun olarak süresi içinde ayıp ihbarının yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TBK"nın 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu pist alanında kullanılacak su ızgaralarının yapılması işi olan eser sözleşmesinin ayıplı ifa edildiği ve sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanıldığı iddiasıyla açılmış iş bedelinin iadesi talepli alacak ve iş bedeli olarak verilen çeke ilişkin İİK"nın 72. maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır. HMK"nın 33. maddesine göre hakim Türk hukukunu resen uygular. Bu nedenle mahkemece; tarafların gösterdiği hukuki sebep ile bağlı olmaksızın somut uyuşmazlığa uygun olan hukuki müessese ve ilgili kanun hükümleri belirlenerek uyuşmazlığın doğru hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. Bu açık düzenleme karşısında tarafların, iddia ve savunmalarının dayanağı olarak farklı bir yasa kuralına dayanmış olmaları tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurmaz ve bu konuda usuli kazanılmış hak doğduğundan da söz edilemez. Eser sözleşmesinin diğer sözleşme türlerinden ayırt edilmesi bakımından öncelikle bu sözleşmelerin kanundaki tanımlarından yararlanılmalı, sonuca gidilemediği takdirde sözleşme türlerine ilişkin özel hükümlerden yararlanılmalıdır. Kanundaki tanımlara göre eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK 470/1). Satış sözleşmesi ise satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir (TBK 207/1). Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK"nın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK"nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK"nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 02.12.2014 tarihli sözleşmede satıcı ve alıcı ibarelerine yer verilmiş ise de sözleşmede ürünün cinsi "50x4,5x4,5 cm ebatlarında, sfero döküm kanal ızgarası (D400 sınıfı, ağır trafik)" olarak gösterilmiş olup dosya kapsamından istenen ölçüler ve nitelikte su ızgaralarının imal edilerek teslim edileceği konusunda sözleşme bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle taraflar arasındaki sözleşme, TBK"nın 470 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Sevk irsaliyesi tarihi ve ihtarname tarihi de gözetildiğinde süresinde ayıp ihbarı da yapılmıştır. Bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilerek eser sözleşmesine ilişkin hükümlere göre işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinde yanılgıya düşülerek satış sözleşmesi hükümlerine göre inceleme yapılarak süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.