Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2015/512 Karar No: 2017/32 Karar Tarihi: 18.01.2017
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/512 Esas 2017/32 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkemenin kararı, Türk vatandaşının Almanya'da çalışması sonucu borçlanma hakkı olduğunun ve Türkiye'deki sigortanın başlangıç tarihinin Alman sigortasına giriş tarihi olarak kabul edilmesinin gerektiğinin tespiti ve aksine işlemin iptali talebi üzerine yapılan yargılamayı içermektedir. Davalı SGK'nın temyizi sonrasında mahkemece önceki kararda direnilmiştir ancak tarafların bozma kararına uyulmasını istemeleri sebebiyle direnme kararı usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Yargıtay'ın bozma kararına uymak gereklidir ve bu konuda hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Kararda ise 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 429. madde yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulu 2015/512 E. , 2017/32 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.12.2013 gün 2012/786 E., 2013/870 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2014 gün 2014/4575 E., 2014/14290 K sayılı kararı ile bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, davacının Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri borçlanma hakkı bulunduğunun ve Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 09.05.1983 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olduğunun tespiti ile aksine olan kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Almanya ve Türkiye arasında yapılan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29/4 maddesinin olaya uygulanmasının zorunlu olduğu, sözleşme maddesine göre Türk vatandaşının Almanya’da çalışması halinde Alman sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de ki sigortanın başlangıç tarihi sayılacağı, kaldı ki borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma zorunluluğunun da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı SGK vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece hüküm bozulmuş ve mahkemece önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerde, işin esasına geçilmeden önce davacı ve davalı vekilleri tarafından bozma kararına uyulmasının talep edildiği dikkate alındığında, mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır. 6100 sayılı HMK geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı HMUK 429. maddesine göre Yargıtay’ın bozma kararı üzerine hakim tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararda direnebilir. Eş anlatımla hakim kural olarak Yargıtay bozma kararına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp, serbest takdir yetkisine sahiptir. Ancak bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden göz önünde bulundurması gereken sebeplerden olmaması halinde taraflar veya vekilleri bozma kararına uyulmasını istemişlerse artık mahkemece önceki kararda direnilemez. Bozma kararına uymak gereklidir. Yargıtay’ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulaması da bu doğrultudadır. (HGK 02.02.1983 gün 7-70, 25.5.1983 gün 377-580, 27.6.1990 gün 1990/293-400, 25.06.1997 gün, E: 1997/11-313, K:1997/569, 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117, 19.02.1992 gün, 635-82, 23.02.1994 gün, 936-94, 27.01.1999 gün, 26-4 sayılı kararları). Uyuşmazlık konusu dosyada da bozma ilamı sonrasında davanın tarafları duruşmaya katılmış ve bozma ilamına uyulmasını istediklerini ifade etmişlerdir. Tarafların bozma kararına uyulması yönündeki beyanları ve dava yurtdışı borçlanmasına ilişkin olup kamu düzenini ilgilendiren bir konu olmadığına göre mahkemece kararında direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş, bozma ilamına uyarak bozma ilamı doğrultusunda karar vermek olmalıdır. Bu nedenle direnme kararı usul yönünden bozulmalıdır. S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 18.01.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.