14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/7461 Karar No: 2012/8323 Karar Tarihi: 12.06.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/7461 Esas 2012/8323 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/7461 E. , 2012/8323 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.03.2012 gün ve 2012/3065 - 3853 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde 175 ada 2 sayılı parsel üzerindeki yapı tüm arazi değerinden fazla olduğundan, 2 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile tescil, bu da mümkün görülmezse yapı değerinin tahsili istemlerine ilişkindir. Davalılardan ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, davacının Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddedilmiş, 2 sayılı parsel üzerindeki yapı arazinin tüm değerinden fazla olduğundan arazi değeri 44.687,40 TL davalılara ödenmek üzere depo ettirilmiş ve 2 sayılı parselin davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararın Dairemizce; “Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır. Ancak, bunun için davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Somut olayda, 175 ada 2 sayılı parsel üzerindeki yapı 1983 yılında oturulur hale getirildiğinden, taşınmazın kadastro tespiti 16.01.1996 tarihinde kesinleştiğinden, dava ise bu tarihten çok sonra 20.08.2008 tarihinde açıldığından davacının Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı isteminin dinlenme olanağı bulunmamaktadır” gerekçesi yanında ayrıca “yasalarımızda başkasına ait arazi üzerindeki yapının değerinin arazi değerinden fazla olması halinde, yapı sahibine o arazinin mülkiyetini isteme yetkisi veren bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla, mahkemenin kabul ettiği şekilde taşınmaz mülkiyetinin davacıya geçirilmesi yanlıştır” gerekçesi ile de sehven bozulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme kararının sadece 3402 sayılı kanunun 12/3. maddesindeki hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği nedeni ile bozulması gerekirken ilave gerekçe ile de bozulması maddi hataya dayalı olup bu bozma gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülen karar düzeltme talebinin kabulü ile ilave edilen gerekçe kısmının bozma ilamından çıkarılarak yukarıdaki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 16.03.2012 tarihli 2012/3065-3853 esas ve karar sayılı bozma ilamının KALDIRILARAK, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 12.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.