Irza geçme - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/7889 Esas 2020/3949 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7889
Karar No: 2020/3949
Karar Tarihi: 12.10.2020

Irza geçme - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/7889 Esas 2020/3949 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, mağdureyle ilişkiye girmek için üzerindekileri çıkarmak isterken mağdurenin direnmesi sonucu eylemini tamamlamadan sonlandırmıştır. Bu nedenle, sanığın eylemi ihtiyari olarak vazgeçme kapsamında değerlendirilmiş ve zamanaşımı süresi yönünden lehe sayılmıştır. Ancak, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında zamanaşımı süresi geçtiği için dava düşürülmüştür. Ayrıca, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Bakanlık vekilinin davaya katılma talebinde bulunamayacağı ve hükmü temyize hakkının olmadığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nin 416/2, 5271 sayılı CMK'nın 223/8, 102/4 ve 104/2, 5271 sayılı CMK'nın 237/2, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2.
14. Ceza Dairesi         2019/7889 E.  ,  2020/3949 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Irza geçme
    HÜKÜM : Nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten mahkumiyet

    İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Müşteki Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Dosya kapsamına göre sanığın olay gecesi mağdureyle ilişkiye girmek için üzerindekileri çıkarmak isterken mağdurenin direnmesi üzerine fiilini tamamlamasına engel harici neden bulunmaksızın kendiliğinden son vermesi karşısında, ihtiyariyle vazgeçmeye ilişkin kanuni düzenleme de gözetildiğinde eylemin zamanaşımı süresi yönünden lehe sayılıp 765 sayılı TCK"nın 416/2. maddesinde düzenlenen ırz ve namusa tasaddide bulunma suçunu oluşturup, öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/4, 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve suç tarihi olan 03.06.2002 ile inceleme tarihi arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında görülen kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.