Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/869 Esas 2019/4788 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/869
Karar No: 2019/4788
Karar Tarihi: 18.11.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/869 Esas 2019/4788 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2018/869 E.  ,  2019/4788 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ: Tekirdağ 1.Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin 28.11.2015 tarihli genel kurul toplantısında müvekkilinin üyeliğinin ihracına karar verildiğini, müvekkilinin davalı kooperatife borcunun olmadığını ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı kooperatif temsilcileri, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının toplantıya katıldığı, ihracına ilişkin itirazını toplantı tutanağına yazdırdığı, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi gereğince toplantının yapıldığı ertesi günden başlamak üzere bir ay içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen kararın, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.
    1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesinde çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmıştır. Dava açmaya ilişkin bu süre hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ancak sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur. Bu tebliğin noter kanalıyla da yapılması şart değildir. Ortağın haricen öğrenmesi, hatta kararın yüzüne karşı verilmesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Süre her halükarda tebliğden başlamaktadır. Bu durumda mahkemece, ihraç kararının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin tespiti ile tebliğ edilmediği veya tebliğ edildiği tarih göz önünde bulundurularak üç aylık hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu tespit edildiğinde, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 18.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.