20. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/13407 Karar No: 2012/2095
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13407 Esas 2012/2095 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2011/13407 E. , 2012/2095 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... köyü 35 parsel sayılı 1890,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, kısmen yörede 1974 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili ve el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin harita bilirkişi krokisinde “B” ile gösterilen 263,50 m²"lik bölümünün tapu kaydının iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, bu bölüme ilişkin davalının el atmasının önlenmesine, bakiye kısmın davacı adına aynı parsel numarasıyla bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1974 yılında 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz kısmen orman sınırları içinde bırakılmış, daha sonra yapılan arazi kadastrosunda ise kişiler adlarına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2, 3 ve 4. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.