16. Hukuk Dairesi 2013/6941 E. , 2013/8310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında eski 2268, 2936, 3145 parsel sayılı 21498,00, 20029,00 ve 9948,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar yeni 27886 ada 23, 22, 25 parsel olarak 21690,61, 18505,08 ve 9874,61 metrekare yüzölçümü ile tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde, kendisine ait olan eski 3147 parsel sayılı 7645,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yenileme kadastro çalışmalarıi sonunda 27886 ada 26 parsel olarak 7498,76 metrekare yüzölçümü ile tespit edildiğini belirterek taşınmazın yüzölçümünde azalma meydana geldiği, komşu parsellerin yüzölçümünde ise artış olduğu, kendisine ait bir kısım yerin komşu parseller içinde ölçüldüğü iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kesin süre içerisinde keşif gideri yatırılmadığından davanın reddine, dava konusu taşınmazların nitelik ve yüzölçümleri aynı kalarak tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celbedilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi, kısaca dosyanın keşfe hazır hale getirilmiş olması gerekir. Bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir.
Somut olayda; mahkemece verilen kesin süre içerisinde keşif giderinin yatırılmadığından bahisle mevcut delillere göre davanın reddine karar verilmiş ise de keşif ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. 17.01.2013 tarihli keşif ara kararında keşif günü belirtilmemiştir. Keşif günü belirlenmeden verilen keşif ara kararı usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, bu şekilde verilen keşif ara kararına dayanarak davanın red edilmesi de doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.