12. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/34509 Karar No: 2016/13138 Karar Tarihi: 04.05.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/34509 Esas 2016/13138 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2015/34509 E. , 2016/13138 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçlu ..."nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının (REDDİNE), 2-Borçlu ...."nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu şirketin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek Ankara İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca sair itirazlarını bildirdiği görülmektedir. İİK"nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK"nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, HMK"nda yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Öte yandan, anılan maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Nitekim, 6102 sayılı TTK"nun 12. maddesine göre; tacir, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye denir. Aynı Kanun"un 16. maddesinde; ticaret şirketlerinin tacir olduğu ifade edilmiştir. TTK"nun 124/1. maddesinde ise; ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler şeklinde sayılmıştır. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının bonoya dayalı olarak 19.08.2014 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başladığı ve takip dayanağı bonoda İstanbul Mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili kılındığı görülmektedir. Dolayısıyla, senette İstanbul Mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, muteriz borçlu .... ile alacaklı .... anılan yetki sözleşmesinin taraflarını teşkil etmektedir. Belirtilen durum karşısında, muteriz borçlu tacir olduğu gibi yetki sözleşmesinin diğer tarafı konumunda bulunan alacaklının da tacir olduğu tartışmasızdır. Öyleyse, HMK"nun 17. maddesi gereğince bu yetki sözleşmesinin geçerli olduğu açıktır. O halde, mahkemece, borçlu şirketin yetki itirazının kabulü ile icra dosyasının muteriz borçlu şirket yönünden tefrik edilerek yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü"ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...."nin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no"lu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.