14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/11396 Karar No: 2013/15910 Karar Tarihi: 19.11.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/11396 Esas 2013/15910 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/11396 E. , 2013/15910 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2013 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davacılar, dava konusu 209 ada 19 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan su kaynağını, 23.07.1969 tarihli satış senedi ile satın aldıklarını, davalıların ise taşınmazı sudan bağımsız olarak satın aldığını belirterek davalıların suya elatmalarının önlenmesini istemişlerdir. Davalılar, savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, dava şartı olan kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır. Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Somut olayda; dosya içerisinde bulunan Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/113 Esas, 2009/172 Karar sayılı dosyası incelendiğinde, davacıların ... ve ..., davalının ... Belediye Başkanlığı, davanın ise suya elatmanın önlenmesi davası olduğu, bu dosyada görülmekte olan davanın davacılarının 03.05.2007 tarihli celsede davaya müdahale talebinde bulundukları ancak mahkemece 27.12.2007 tarihli celsede müdahale dilekçesinin harçlandırılmadığı gerekçesiyle müdahale talebinin reddine karar verildiği, dolayısıyla davacıların bu davada taraf olmadıkları anlaşılmıştır. Ayrıca Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/428 Esas, 2012/428 Karar sayılı dosyası incelendiğinde ise davacıların ... ve arkadaşları, davalıların ... ve ..., davanın suya elatmanın önlenmesi davası olduğu bu davanın davalılarının ise ... ve ... olduğu her iki davanın taraflarının farklı olduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,19.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.