13. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/207 Karar No: 2012/4666
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/207 Esas 2012/4666 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2012/207 E. , 2012/4666 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, tarımsal sulama abonesi olduğunu, kaçak elektrik kullandığından bahisle hakkında fatura tahakkuk ettirildiğini, oysaki kaçak kullanımda bulunmadığını, ceza mahkemesinde de beraat ettiğini ileri sürerek, 23.563.03 TL borçlu bulunmadığının tesbitini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle davanın kabulüne, davacının 23.563.03 TL borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı idare tarafından düzenlenen kaçak elektrik fatura bildiriminde kaçak kullanım tarihi olarak 15.6.2003 ile 1.8.2003 tarihleri arasının gösterildiği ve numaratör ile oynama nedeniyle 10.236.62 TL tahakkuk ettirildiği, abone borç görüntüleme föyünde ise 31.10.2003 son ödeme tarihli 13.326.41 TL, 29.9.2003 son ödeme tarihli 10.232.62 TL borç gözüktüğü anlaşılmakta olup, davacı da bu iki miktarın toplamı olan 23.563.03 TL.den borçlu olmadığının tesbitini istemiştir. Davalı elemanlarınca düzenlenen 1.8.2003 tarihli raporda bir adet bakanlık mührünün kontrol sırasında yanlışlıkla koptuğu bildirilmiş ve ancak Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünün düzenlediği 2.9.2003 tarihli tutanakla sayacın üst kapağının açılarak ve numaratör ile oynanarak endeksin düşürüldüğü ve C fazı gerilim kablosunun kırılarak kaçak elektrik tüketimi yaptığı belirlenmiştir. Davalıda bu tutanağa dayanarak davaya konu miktarın bir kısmını tahakkuk ettirmiştir. Davalının 2.9.2003 tarihli tutanak dışında kalan kısım için neye dayanarak fatura tahakkuk ettirdiği ise anlaşılamamıştır. Dosyada alınan bilirkişi raporu ise sadece dosya içinde bulunan beyanlar ile bilgi ve belgelerin özetlenmesinden ibaret olup, dava konusu olayı aydınlatmaktan uzak olup, hükme esas alınması olanaksızdır. Bu itibarla mahkemece, 10.236.62 TL ve 13.326.41 TL borçların neden kaynaklandığı davalıdan sorulup, buna ilişkin belge ve bilgiler alındıktan ve davacının buna karşı delilleri de sorulup alındıktan sonra, konusunda uzman bilirkişi kurulundan olayı ve ihtilafı tam olarak açıklayıcı, taraf mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalıdır. Öte yandan bilirkişi raporunda ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile ölçüler ve ayarla il müdürlüğünce düzenlenen 2.9.2003 tarihli tutanak da gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece değinilen bu hususlar da bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve taraf, mahkeme Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve ayrıntı içermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 349.95 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.