Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10075 Esas 2019/9161 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10075
Karar No: 2019/9161
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10075 Esas 2019/9161 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/10075 E.  ,  2019/9161 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve bir.dos.davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı şirkette 13/03/2006 tarihinde imzalanan belirli süreli iş sözleşmesi ile uçucu personel olarak çalışmaya başladığını bu iş sözleşmesinin sona ermesi ile yenilendiğini ve çalışmasına devam ettiğini ancak işveren tarafından haklı olmayan sebeplerle sözleşmenin fesih edildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile 13/03/2006 tarihli iş akdinin 14.3 maddesi uyarınca cezai şartın ve yıllık ücretli izin alacağı ile bir yıllık ikramiyenin davalıdan tahsiline" karar verilmesini istemiştir.
    Davacı birleşen dosya ile de, 13.03.2006 tarihinde imzalanan iş sözleşmesi ile davalı işyerinde uçucu personel olarak çalışmaya başladığını, iş akdinden kaynaklanan ves ödenmeyen ikramiye alacaklarına ilişkin olarak ... 8. İcra Md."nün 2011/5759 sayılı dava dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafından takibe, borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek borçlunun icra takibine yaptığı vaki itirazlarının iptaline ve takibin devamı ile takip konusu alacağın % 40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13.1 maddesinde “...bu sözleşmede belirtilmemiş konularda 4857 sayılı İş Yasasının, Borçlar Kanunu’nun, Türk Ticaret Kanunu’nun, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçerli olduğu....”; kararlaştırılmış olup mahkemece davacının bir kısım alacak talepleri yönünden İş Kanunu bir kısım talepleri yönünden Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmıştır. Bu değerlendirme yapılırken hangi kanun hükümleri davacı yanın lehine ise o kanun hükümleri uygulanmıştır.
    Dava, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanununun 393. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet aktinden kaynaklanmakta olup, 4857 sayılı İş Kanunun 4.maddesinde yer alan açık hüküm nedeni ile taraflar arasındaki akdi ilişkiye İş Kanunu hükümleri uygulanamayacağından, davacı, İş Kanunu"nda düzenlenmiş olan tazminatları isteyemezse de, taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu"nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir hizmet sözleşmesi söz konusu olduğundan, mahkemece, öncelikle feshin sözleşme hükümleri değerlendirilerek haklı olup olmadığı hususu araştırılıp incelenmeli ve Türk Borçlar Kanunu uygulanarak davacının alacak talepleri yönünden bir değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.