14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/1140 Karar No: 2012/2063 Karar Tarihi: 15.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1140 Esas 2012/2063 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/1140 E. , 2012/2063 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil eksik iş bedeli ve geç teslimden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil satış vaadine konu bağımsız bölümlerdeki eksik işler bedeli ile gecikmeden kaynaklanan kira alacağının tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemiyle eksik işlerden kaynaklanan davacı alacağı 1750.TL’nin davalıdan tahsiline davacı sözleşmeyi feshettiğinden ve feshedilen sözleşmeye dayanarak gecikme tazminatı istenemeyeceğinden bahisle kira kaybı zararı isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Temyiz gecikme (kira) tazminatına yöneliktir. Gerçekten satış vaadinde bulunan ve aynı zamanda arsa sahibi olan davalı meydana getirdiği eseri (satışını vaat ettiği bağımsız bölümleri) alıcısına teslim etmek ve bu teslim keyfiyetini de ispat etmek zorundadır. Eser fiilen ortaya çıkarılmış olunsa bile teslim yoksa ifada yoktur. Bir tanımlama yapmak gerekirse teslim; tamamlanmış eserin ifa olarak sözleşmenin karşı tarafına sözleşmede kararlaştırılan tarihte ve kararlaştırılan şekilde arz edilmesidir. Teslimin istenebilmesi için de kural olarak teslim tarihinin gelmiş olması gerekir. Taraflar arasındaki 21.02.2006 tarihli sözleşmede teslimin yapılacağı tarih 31.07.2006 olarak kararlaştırılmıştır. Buradaki vade kesin vade olduğundan soyut bugünün gelmesiyle borçlu temerrüde düşeceğinden davacı alıcı bu tarihten teslimin yapıldığı tarihe kadar kira tazminatı talep edebilir. Kira tazminatı da genellikle gecikilen her ay için ödenecek o yörede oluşmuş bir miktar paradır. Bu miktar sözleşmede peşinen belirlenebileceği gibi taraflar kira parasının ne olacağının sözleşmelerinde tespit etmemişlerse bu miktarı mahalli rayiçlere göre bilirkişiler belirleyebilir. Diğer taraftan tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki 21.02.2006 tarihli sözleşmenin feshedilmediği anlaşılmaktadır. Esasen davacının bu sözleşmeye dayalı istemleri hüküm altına alındığından sözleşmenin feshedildiğinin kabul edilmesi hukuk mantığına da uygun düşmez. Yapılması gereken iş; gerek duyulursa yerinde yeniden keşif yapılarak bilirkişilere sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihi ile bağımsız bölümlerin davacıya teslim edildiği tarih arasındaki aylık mahalli kira rayicinin ne olacağının hesaplatmak davacının gecikme (kira) istemini de bunun sonucuna uygun hükme bağlamak olmalıdır. Yanılgılı değerlendirmeyle bu bölümün isteminin reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.