12. Ceza Dairesi 2019/12104 E. , 2021/6765 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62/1, 51/1-3. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’un “... Mühendislik Mimarlık Ltd.Şti” adına olayın meydana geldiği 5 katlı inşaatın yapım işini yüklendiği, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve itiraz üzerine mercii tarafından itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları kaldırılan, sanık ..."ın harita mühendisi olup işveren vekili olarak inşaatta görev aldığı, sanık ..."ın inşaat mühendisi olup, resmi olarak kağıt üzerinde şantiye şefi olarak hizmet sözleşmesi imzaladığı, sanık ..."nun ise yapı denetim şirketi yetkilisi olduğu; olay günü inşaatın çatı demir doğrama işini işveren sanıktan alan ..."in çalışmakta olduğu çatıdan yere düşerek hayatını kaybettiği somut olayda;
Dosya içeriğinden; taksirle öldürme suçundan açılan davada sanıklar ... ..., ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85/1, 62/1. maddeleri ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.09. 2015 tarihli ve 2014/147 esas 2015/681 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2015 tarihli ve 2015/246 değişik iş sayılı kararı ile; inşaat alanında işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması için gereken tedbirlerin alınıp alınmadığı, gerekli tedbirleri alınmamışsa sanıkların görev durumlarına göre kusur durumlarının ne olduğu konusunda inşaat ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak hüküm kurulması gerektiği, mahkemece önceki iki rapordaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul 74. Asliye Ceza Mahkemesince talimat yoluyla alınan ve hükme esas yapılan 07/04/2015 tarihli bilirkişi heyetinde (talimat yazısında iş güvenliği alanında uzman bilirkişi yazılmasına rağmen) görev alan iki inşaat yüksek mühendisi ve bir mimar-inşaat mühendisi bilirkişinin iş güvenliği alanında uzman olup olmadıklarının anlaşılamadığı gibi iş güvenliği alanında uzman olduklarına dair talimat mahkemesine de herhangi bir belge sunulmamış olduğu anlaşılmakla, inşaat ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişi heyetinden sanıkların kusur durumlarının tespitine ilişkin rapor alındıktan sonra sanıklar hakkında bir karar verilmesi gerektiği kanaatiyle sanık vekillerinin itirazlarının kabulüne karar verilerek, dosyanın gereği için Antalya 16. Asliye Caza Mahkemesine gönderildiği, Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin sanıklar hakkında yaptığı yargılama sonunda, itiraz merciinin Yargıtay içtihatlarına ve CMK düzenlemesine aykırı olarak hakimin bilirkişi raporun değerlendirmesi kısmına girerek esasa ilişkin değerlendirme yaptığı gerekçesi ile önceki hükmüne esas aldığı 07.04.2015 tarihli İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim üyelerinden alınan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, 04.02.2016 tarih, 2015/937 esas 2016/104 sayılı kararı ile sanıklar hakkında verdiği mahkumiyet-erteleme hükmünün temyiz aşamasında olduğu anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde;
Sanık ...’un olayın meydana geldiği 5 katlı inşaatın yapım işini yüklenen müteahhit olduğu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ve bununla ilgili yönetmelik gereği, şantiyede iş sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması ile ilgili yetki ve sorumluluğu bulunan sanığın, şantiye şefi olarak hizmet sözleşmesi ile atadığı sanık ... ’un işyerine fiilen gelip, işin başında bulunmasını sağlamadığı, işe gelmeyen şantiye şefinin sözleşmesini feshedip, başka bir inşaat mühendisini şantiye şefi olarak atamadığı, harita mühendisi olan ve işverenin işçisi olarak inşaatta bulunan sanık ...’ın şantiye şefi olmadığı, işveren tarafından verilen görevleri yerine getirdiği, yapı denetim firması yetkilisi sanık sanık ...’nun işyeri yetkilisi olarak gördükleri sanık ...’a iş güvenliğine ilişkin konularda gerekli bilgileri vererek uyarı yapmasına rağmen ikaz ve uyarı levhalarının konulmadığı, yüksekten düşmeyi önleyen toplu korumaya yönelik önlemlerin alınmadığı, işveren sanık tarafından işyerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığının denetlenmediği, iş organizasyonunun sağlayamadığı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 4. ve 10. maddelerinde ve İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğinde iş sağlığı ve güvenliği risk değerlendirmesi düzenlenmiş olup işyerinde meydana gelebilecek her türlü iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin risklerin değerlendirilmesinin işveren tarafından yapılacağı veya yaptırılacağının hükme bağlandığı ve inşaat işyeri ile ilgili risk analizi çalışması yaptırmadığı anlaşılan sanık ...’un asli kusurlu olduğu yönündeki 07.04.2015 tarihli hükme esas alınan bilirkişi kurulu heyet raporunda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi kurulu raporundaki bilirkişilerin İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim üyeleri olup iş güvenliği uzmanı olmadıklarından yeniden rapor alınması gerektiğine, işveren sanığın şantiye şefi olarak sanık ...’ı ataması ile tüm sorumluluğunun kalktığına, ölen işçinin sanığın işçisi olmayıp, işinde ehil demir doğrama işini alan taşeron olduğu ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerini alması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 12.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.