13. Hukuk Dairesi 2013/4663 E. , 2013/22954 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan olan alacağından dolayı, davalının imzasını taşıyan bir senet aldığını, bu senetle ilgili davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, ancak senette vade ve düzenleme tarihi olmadığından davalının takibi iptal ettirdiğini, aynı senede dayanarak ilamsız icra yolu ile takip başlattığını, davalının borçlu olmadığı gerekçesi ile icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tashiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, borcunu alacaklı olduğunu iddia eden davacıya banka havaleleri ve çeklerle ödediğini, davacıya 47.046 USD ödeme yaptığını, davacıya 48.600 USD tutarında bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının, davalı tarafından sunulan banka havalelerinin başka bir borçtan kaynaklandığı iddiasını fatura, satış belgesi vs. ile delillendiremediği, bu nedenle banka havaleleri yönünden tespit edilen miktarın takip konusu adi yazılı belgedeki borç için ödenmiş olduğu, çekler yönünden ise, çeklerin bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmesi sebebi ile davalının, çekin takibe konu adi yazılı belgedeki borca ilişkin olduğunu yazılı belge ile ispatlayamadığı gerekçesi ile çekler yönünden davalının ödeme iddiası reddolunarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, alacağından dolayı davalıdan vade ve düzenleme tarihi bulunmayan bir senet aldığını ileri sürerek alacağının tahsili için icra takibi başlatmış, davalı ise borcunu banka havaleleri ve çeklerle ödediğini, davacıya borcunun bulunmadığını savunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Davada dayanılan havale dekontlarında gönderilen paranın ne için gönderildiği de yazılı değildir. Bu durumda davalı, havale yolu ile gönderdiği paraları, takip dayanağı senet borcunu ödemek için gönderdiğini ispat etmek zorundadır. Hal böyle olunca mahkemece, ispat yükü ters çevrilmek suretiyle, havalelerin başka bir borçtan kaynaklandığı hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.