4. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/239 Karar No: 2019/2726 Karar Tarihi: 09.05.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/239 Esas 2019/2726 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2019/239 E. , 2019/2726 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/07/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ... tarafından saldırıya uğradığını, davalının balta darbesiyle yaşamsal tehlike geçirecek düzeyde yaralandığını ileri sürerek, yaşadığı acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat istemiştir. Davalı, hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının saygınlığının ve kişilik haklarının zarar görmesi kuşkusuz ise de Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 28/04/2015 tarihinde onanarak kesinleşen tazminata sebep ceza dosyası ve mahkemece dinlenen tanık beyanları incelendiğinde davalı tarafın bahsi geçen eylemi davacının haksız eylem ve tahrikleri neticesinde gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olan olayda; olay tarihi, tarafların konumu ve yaralanma derecesi dikkate alındığında hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Hal böyle olunca daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.