20. Hukuk Dairesi 2013/2158 E. , 2013/6515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2009 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 156 ada 2 parsel sayılı 9659 m² taşınmaz tarla niteliği ile köy tüzel kişiliği; 102 ada 1 sayılı parsel (9378722 m²) orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, taşınmazların bir bölümünde zilyed olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmazlar kısmen orman alanı dışında, kısmen içinde bırakılmıştır.
Mahkemece davanın sonuçlandırıldığı 19.12.2012 günlü son oturumda “ davanın kısmen kabulüne, 156 ada 2 parsele yönelik davanın kabulüne, taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 102 ada 1 parsele yönelik davanın reddine” karar verilmiş, gerekçeli kararda ise “Davanın kısmen kabulüne, .... Köyü sınırları içerisinde yer alan ve kadastro çalışmaları sırasında Pafta No : 4"de yeri tespit edilen ve tapulama harici yer olarak tespit harici bırakılan, dosya içerisindeki 07/11/2012 tarihli ve Mehmet Necat Akalpoğlu tarafından hazırlanan Fen Bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 334,38 m² betonarme ev ile (B) harfi ile gösterilen 377,21 m² bahçe vasfındaki taşınmazın davacı ... oğlu, 01/11/1965 ... doğumlu, 32342135058 T.C. kimlik nolu .... adına tesciline” karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından 19.12.2012 tarihinde temyiz edildikten sonra, Orman Yönetimi tarafından 07.01.2013 havale tarihli dilekçe ile kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olması nedeniyle tavzih istenmiş, mahkemece, tavzih talebi kabul edilerek gerekçeli karar kısa karar ile uyumlu hale getirilmiş ve 13.02.2013 tarihinde önceki kararın arkasına şerh verilerek düzeltme yapılmıştır.
HMK 305/2. maddesi; hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hükmünü içermektedir.
Kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olması, 10.04.1992 tarih 91/7-92/4 sayılı İBBGK kararına göre mutlak bozma nedeni olup, somut olayda hüküm fıkrasının tamamen değiştirilmesi şeklinde yapılmış olan düzenleme, tavzih yolu ile düzeltilebilecek hususlardan değildir. Bu nedenle, mahkemece “tavzih” adı altında yapılan değişiklik hukuki sonuç doğurmayacağından dikkate alınmamış, davacının temyiz dilekçesine göre yapılan inceleme sonucu kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki farkdan dolayı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 11.06.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.