Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2477 Esas 2016/5551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/2477
Karar No: 2016/5551

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2477 Esas 2016/5551 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edildiği, ilk sanığın ödünç verilip iade edilmeyen eşyaların bedeli ve kullanılan telefonların faturalarının tahsili için ilamsız takip başlattığı, ikinci sanığın ise takip sürecinde tebligatları kasıtlı olarak alarak işlem yürüttüğü belirlendiği ve bu nedenle mahkumiyet kararı verildiği ifade edildi. İkinci sanığın ölümü nedeniyle açılan kamu davasının düşürülmesi gerektiği vurgulandı. Hüküm gereği TCK'nın 158/1-d, 62, 52/2-4, 53/1-3, 204/1, 43/1, 62, 53/1-3 maddeleri uygulanmıştır.
15. Ceza Dairesi         2014/2477 E.  ,  2016/5551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 62, 52/2-4, 53/1-3, 204/1, 43/1, 62, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet (her iki sanık hakkında)

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’in Vize İlçesinde muhasebecilik yaptığı, diğer sanık ...’ın da bu sanığın yanında çalıştığı, katılan ...’nin daha önceden sanık ...’in yanında çalıştığı ancak 2002 yılında işten ayrılıp yurt dışına çıkarak Bulgaristan’da yaşamaya başladığı, sanık ...’in katılana ait taşınmazı almak maksadıyla katılan hakkında İstanbul 9.İcra Müdürlüğü"nün 2003/10124 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlattığı, takip gerekçesinde ödünç verilip de iade edilmeyen ev eşyalarının bedeli ve kullanılan telefonlara ait telefon faturalarının bedelinin tahsili için yapıldığını gösterdiği, ödeme emrini muhasebecilik yaptığı işyeri adresinde tebliğe çıkardığı, gelen bu ödeme emrini işyerinde çalışan sanık ...’in “birlikte sakin mesai arkadaşı” şeklinde 18/08/2003 tarihinde aldığı, daha sonra aynı icra dosyası üzerinden çıkartılan 103 nolu davetiyenin de yine 28/11/2006 tarihinde yine aynı adreste sanık ...’a “birlikte sakin yeğeni” sıfatıyla tebliğ edildiği, bu şekilde takip kesinleştirildikten sonra katılanın taşınmazına haciz konulduğu, haciz konulan taşınmazın icra yoluyla satışı için işlemler başlatıldığı, kıymet takdir raporunun aynı şekilde 08/03/2007 tarihinde “aynı adreste yeğeni ... imzasına tebliğ edildi” şeklinde şerhle sanık ...’a tebliğ edildiği, bu şekilde satış kesinleştirilip taşınmazın borca mahsuben sanık ... tarafından alındığı olayda;
    1- Sanık ...’in katılanın iş yerinin üst katında oturduğunu, işten ayrılırken kendisine tebligat gelmesi halinde almasını tenbihlediğini, bu nedenle gelen tebligatları aldığını, postacıya halen çalıştığını yada yeğeni olduğunu söylemediğini, zarflarda patronu olan diğer sanığında isminin bulunmadığını, ne amaçla
    gönderildiğini bilmediğini savunması, hakkında beraat kararı verilen postacı ...’nın sanıkları ve katılanı tanıdığını, gelen evrakları bazen posta kutusuna bazende işyerine teslim ettiğini beyan etmesi, yapılan tebligat usulsüzlüğü nedeniyle takibin ve satışın iptal edildiği nazara alındığında, posta görevlisinin katılan ve sanığı tanıması ve ikamete gönderilen tebligatların alt kattaki katılanın eski çalıştığı işyerine bırakmasında sanık ...’in kasıtlı hareket ettiğine ve patronu olan diğer sanık ile iştirak halinde hareket ettiğini gösterir nitelikte delil bulunmadığı gözetilmeden beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    2-Sanık ...’in hüküm tarihinden sonra 24/01/2013 tarihinde vefat ettiğinin UYAP"tan temin edilen 24/05/2016 tarihli nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/05/2016 tarihinde (1) nolu bozma yönünden oyçokluğuyla, (2) nolu bozma yönünden oybirliğiyle karar verildi.

    (Karşı Oy)


    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle, sanık ... hakkında ilamdaki (1) numaralı bölüm yönünden Sayın çoğunluğa katılamıyoruz.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.