1. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/13961 Karar No: 2011/390 Karar Tarihi: 20.01.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13961 Esas 2011/390 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kardeşi C..in bir kısım davalılar murisine olan borcu nedeniyle yapılan icra takibi sonucu, borçlu C..\"in payı yerine kök muris C..\"in payının satışa konu edilip, satıldığını ve alacaklı mirasçıları olan davalıların da bir kısım paylarını diğer davalıya temlik ettiklerini ileri sürerek, kök muris C..\"e ait ve davalılara intikal eden payların iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Ancak mahkeme, davacının iddiasını kanıtlayamadığı ve ihale tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin de geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, kardeşi C.\"in borcundan dolayı yapılan icra takibi sonucu yanlışlıkla kök murisleri C..\"e ait payların satışının yapıldığını ileri sürerek, kaydın iptali ile kök muris C..mirasçıları adına tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkeme ise, tüm mirasçıların davada yer alması gerektiği gerekçesiyle taraf teşkilinin sağlanması gerektiği ve ondan sonra davacıların iddiası yönünden gerekli incelemenin yapılması gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri ise, HUMK'nun 428.maddesi olarak belirtilmiştir.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kardeşi C.."in bir kısım davalılar murisine olan borcu nedeniyle yapılan icra takibi sonucu, borçlu C.."in payı yerine kök muris C.."in payının satışa konu edilip, satıldığını ve alacaklı mirasçıları olan davalıların da bir kısım paylarını diğer davalıya temlik ettiklerini ileri sürerek, kök muris C.."e ait ve davalılara intikal eden payların iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının iddiasını kanıtlayamadığı ve ihale tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin de geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacının iddialarını kanıtlayamadığı ve ihale tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, kardeşi C."in borcundan dolayı yapılan icra takibi sonucu yanlışlıkla kök murisleri C.."e ait payların satışının yapıldığını ileri sürerek, kaydın iptali ile kök muris C..mirasçıları adına tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; kök muris C.."in 1909 doğumlu olup 1977 tarihinde öldüğü, davacı dışında birçok mirasçısının bulunduğu, kardeş C.."in ise 1934 doğumlu olup halen sağ olduğu, icra dosyasındaki borçlunun 1934 doğumlu C..olduğu ve borcundan dolayı taşınmazdaki paylarının bir kısım davalılar murisi olan alacaklı Ş.. A..."ya ihale suretiyle satıldığı, daha sonra yapılan intikal ve satışlar sonrasında davalılar adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davada ileri sürülen iddia bakımından tüm mirasçıların davada yer olmasında da zorunluluk vardır. Hal böyle olunca, öncelikle davanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilini sağlanması, ondan sonra davacıların iddiası yönünden gerekli incelemenin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.