1. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/13953 Karar No: 2011/417 Karar Tarihi: 20.01.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13953 Esas 2011/417 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kayden maliki olduğu taşınmazın davalılar tarafından tarımsal amaçlı kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuş, ancak mahkemece davanın bir kısmı kabul edilmiş, davalı İ'nin taşınmazı kötü niyetli olarak kullanmadığı ve ariyet akdi yapıldığı kabul edilerek ecrimisil isteği reddedilmiştir. Ancak, davalı İ'nin taşınmazı satın aldığı ve davacının aktif dava ehliyetini kaybedeceği belirlenmiştir. Sonuç olarak, çekişmeli taşınmazın son kayıt durumunun araştırılması ve davacının aktif dava ehliyetinin devam edip etmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Borçlar Kanunu'nun 299., 304. Maddeleri kararda açıklandığı ve HUMK'nun 428. Maddesi gereği karar bozulmuştur.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1350 parsel sayılı taşınmazın haklı bir nedenleri olmaksızın davalılarca tarımsal amaçlı kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı A... yönünden davanın reddine, davalı İ.. yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı İ.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece kayda üstünlük tanımak suretiyle davalı İ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, temyiz dilekçesine eklenen kayıtlara göre karardan sonra 22.04.2010 tarihinde davalının çekişmeli taşınmazı satın aldığı davacının taşınmazla bir ilgisinin kalmadığı görülmüştür. Bu durumda, davacının çekişmeli taşınmazı davalı İ..’ya sattığının belirlenmesi halinde aktif dava ehliyetini kaybedeceği kuşkusuzdur Diğer taraftan, gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın 15 yıldır davalı İ.. tarafından kullanıldığı tarafların kabulündedir. Bu durumda, davacı tarafından uzun süre taşınmazın kullanımına ses çıkarılmaması ve ihtarname ile taşınmazı terk etmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalı İ...’nın taşınmazı davacının izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı, hatta taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. Ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. Maddesi gereğince de davacının dava açmakla muvafakatini geri aldığı başka bir deyişle feshederek akde son verdiği kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi çekişmeli taşınmazın son kayıt durumunun araştırılması ve davacının aktif dava ehliyetinin devam edip etmediğinin belirlenmesi sonucuna göre bir karar verilmesi de zorunludur. Davalı İ..’nın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA; alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi