Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/426 Esas 2012/806 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/426
Karar No: 2012/806
Karar Tarihi: 17.01.2012

Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/426 Esas 2012/806 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hırsızlık suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz edilen kararda, sanığın sabıka kaydındaki erteli para cezası dikkate alınmalıdır. Ancak, infazı konusunda yasal bir hüküm bulunmaması nedeniyle tebliğnamedeki tecilli cezanın infazına karar verilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, sanığın müdafi atanması gerektiği yönünde karar vermiştir çünkü müdafinin yokluğunda savunma hakkının kısıtlandığına inanılmıştır. Hüküm, hesap hatası ve hak yoksunluğu nedeniyle bozulduktan sonra yeniden yapılan yargılama sonucu 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası verilmiştir. Sanık, 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesi doğrultusunda hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar kendi alt soyu üzerindeki haklarından yoksun bırakılmıştır.
5237 sayılı TCK'nın 35/2, 51, 53/1-c ve 53/3 maddeleri ile CMUK'nun 322. maddeleri kararda detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2011/426 E.  ,  2012/806 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet




    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Sanığın sabıka kaydındaki mahkumiyet kaydının erteli para cezası olması ve sabıka kaydında başkaca erteli mahkumiyet kaydının bulunmaması gözetilerek, 765 Sayılı TCK"nun 95/2 maddesinin karşılığının 5237 Sayılı TCK"nun 51. maddesinde düzenlenmesi ve anılan maddede erteli para cezalarının infazı konusunda bir hüküm bulunmaması karşısında, tebliğnamedeki tecilli cezanın infazına karar verilmemesi ile ilgili düşüncesi;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.12.2006 günü ve 2006/8-317 esas, 2006/319 sayılı kararı ile hükümden sonra 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMY.nın 150/3. maddesindeki yeni düzenleme ve sanığa müdafi atandığının anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki müdafii atanması gerektiği yönünde ve müdafinin yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin düşüncesi benimsenmemiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 35/2 maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası sonucu 2 yıl 9 ay 22 gün hapis yerine 2 yıl 9 ay 23 gün olarak fazla cezaya hükmedilmesi,
    2-5237 sayılı TCK"nun 53 maddesi ve hak yoksunluğuna ne zamana kadar hükmedildiği açıkça belirtilmeden karar verilmiş olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak,sanık hakkında sonuç
    olarak hükmolunan "2 yıl 9 ay 23 gün hapis cezasının 2 yıl 9 ay 22 gün hapis olarak belirlenmesi" ve hüküm fıkrasından “53/1. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine "53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına" cümlelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.