Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalıya ait işyerinde kaynak ustası olarak çalışırken başkabir ilde çalışmaya gönderilmesi üzerine iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini, istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının devamsızlık yapması üzerine iş aktinin sona erdiğini, tazminat ve alacak istemlerinin haksız olduğunu, zamanaşımı süresinin de dikkate alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı iş verenin davacının şartları elvermemesine rağmen davacıyı şehir dışına göndermek istediği davacının bunu kabuletmediği ve iş aktinin haksız olarak davalı iş veren tarafından fesh edildiği bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ayrıca fazla çalışma ücreti alacağı da olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki bilgi ve belgelere göre iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle fesh edildiğinin anlaşılması karşısında, karar gerekçesinde " iş aktinin haksız olarak davalı iş veren tarafından fesh edildiği" nin belirtilmesi, sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanları dikkate alınarak davacının haftada 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilip, alacak hesabı yapılmış ise de, davalı işverene 2010 ve 2011 yıllarındaki çalışmalarla ilgili bir kısım işe giriş çıkış kaydı sunulmuştur.Mahkemece kayıt olan dönemlere yönelik olarak bu kayıtların değerlendirilmemesi hatalıdır. Kayıtlar değerlendirilip fazla çalışma alacağı belirlendikten sonra yeniden hüküm kurulurken usuli kazanılmış haklar da dikkate alınmalıdır. 4-Hükmedilen alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de ayrı bir bozma sebebidir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.