1. Hukuk Dairesi 2013/16387 E. , 2013/14751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM VE ECRİMİSİL
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.04.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ... ... geldi davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu tarla vasıflı 618 ve 330 parsel sayılı taşınmazlarda davacı ile davalılardan ...’ın dava dışı kişilerle birlikte paydaş oldukları, 589 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, 590 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu, mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ve krokisine göre A, B, C ve D harfleri ile gösterilen kısımların çekişmeye konu edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyaya Fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen krokide A ve C harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden, davanın paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi niteliğinde olup, davacının bu kısımlar dışında çekişme konusu 330 ve 618 parsel sayılı taşınmazlarda kullandığı veya kullanabileceği yerler bulunduğu benimsenmek suretiyle bu kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.
Keza, çekişme konusu 590 parsel sayılı taşınmazda, davacı malik olmadığından, mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli dava açma sıfatı bulunmamaktadır. Bu gerekçeyle D ile gösterilen kısım yönünden verilen red kararı da sonucu itibariyle doğrudur. Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
Ne var ki, krokide B ile gösterilen ve müstakilen davacı adına kayıtlı 589 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan kısım yönünden davalıların mülkiyetten ya da kayıttan kaynaklanan bir hakları bulunmadığı, ayrıca bu kısmı da diğer kısımlarla birlikte narenciye bahçesi olarak her iki davalının kullandığı dosya kapsamına göre sabit olmasına rağmen B ile gösterilen bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, haksız elatma davalarında davalı olarak yer alan kişilerin mutlaka mülkiyet hakkı sahibi olması gerekmediği, haksız elatmanın, haksız fiil niteliğinde olup, haksız fiili gerçekleştirilen herkese karşı dava açılabileceği de kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, Davalı ...’ın da davalı ... ile birlikte haksız olarak B ile gösterilen kısma müdahale ettiği anlaşıldığından; bu kısım yönünden her iki davalı hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 31.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.