18. Ceza Dairesi 2016/7600 E. , 2016/15136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Hakaret suçundan verilen 20.04.2007 tarihli ilk kararın, O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık aleyhine temyiz edilmesi nedeniyle, sanığa verilen adli para cezasının onun açısından kazanılmış hak oluşturmayacağı anlaşılmasına karşın, açıklanması geri bırakılan 29.12.2009 tarihli ikinci kararda, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gözetilerek belirlenen 11 ay 20 gün hapis cezası, bir önceki kararda belirlenen 1740 TL adli para cezasına çevrilerek sanık lehine uygulama yapılmış,
Sanık, hakaret eylemini birden fazla mağdura karşı tek bir fiil ile gerçekleştirmiş olmasına karşın, TCK"nın 43/2. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Sanığın görevi yaptırmamak için direnme eylemini birden fazla mağdura karşı tek bir fiil ile gerçekleştirmiş olmasına karşın, TCK"nın 43/2. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılmamış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Yerel Mahkemece verilen 20.04.2007 tarih ve 2006/496-2007/311 E-K sayılı ilk ilam ile, sanığın TCK"nın 265/1/, 62, 50/1-a maddeleri uyarınca 3000 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, bu karara karşı sanık lehine müdafi tarafından yapılan temyiz istemi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 27.10.2009 tarihli kararıyla hükmün bozulduğu, bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada, sanık hakkındaki hükmün CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan bu hükmün aynen açıklanarak sanığın 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği olayda, sanık hakkındaki 20.04.2007 tarihli ilk kararda adli para cezasına karar verilmiş olması karşısında, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi de gözetilerek sonuç cezanın 3000 TL adli para cezası olarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, netice cezanın “3000 TL adli para cezası” biçiminde değiştirilmek suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/09/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.