15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/21993 Karar No: 2016/149 Karar Tarihi: 12.01.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/21993 Esas 2016/149 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2013/21993 E. , 2016/149 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Somut olayda; sanıklardan M.. S.."ın, asker arkadaşı olan katılan Şahin"i telefonla arayarak teyzesinin oğlunun bir küp altın bulduğunu ve bu altınları satmak istediklerini söylediği ve telefonu teyzesinin oğlu olarak tanıttığı sanık ....."e verdiği, sanık ...... ile katılanın görüşmeleri üzerine katılanın altınları görmek üzere Denizli"ye gittiği, burada sanıklarla buluştuğu ve sanıkların kendisine verdiği bir adet numune altını memleketine götürüp incelettiği, verilen numunenin gerçek olduğunu öğrenmesi üzerine kalan altınları satın almak üzere kardeşi olan diğer katılan ...... ile birlikte Denizli"ye gittikleri, sanık ..... ile buluşarak getirdikleri 24.500 TL"yi altınlar karşılığında sanığa verdikleri, sanık ....."in de altınları getireceğini söyleyerek katılanların yanından ayrıldığı ve geri dönmeyerek ortadan kaybolduğu anlaşılmakla; sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Belirlenen gün para cezası adli para cezasına çevrilirken uygulama maddesi olarak 5237 sayılı TCK"nın 52/2. maddesi yazılmamış ise de, bu eksikliğin mahallinde giderilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık Cengiz"in atılı suçu işlemediğine ve savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin, sanık ....."in ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında yer alan; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/01/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.