19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/11633 Karar No: 2015/5360 Karar Tarihi: 12.10.2015
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11633 Esas 2015/5360 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2015/11633 E. , 2015/5360 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2013/86076 MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 14/06/2012 NUMARASI : 2011/439 (E) ve 2012/603 (K) SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Ancak; 1- Hükümden önce hazır bulunan sanığa son sözü sorulmayarak, CMK"nın 216/3. maddesine aykırı davranılması, 2- 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen ""suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi"" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileciği anlaşılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; ""hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir."" denilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece ""sanığın müdahil tarafın zararını karşılamadığı"" gerekçesiyle sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulamasına yer olmadığına karar verilmesi, 3- Mahkeme tarafından hükme esas alınan 09.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu ürünlerin sahte olabileceği belirtilip kesin kanaat bildirilmemesi karşısında, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz edilip edilmediği hususunun belirlenmesinden sonra hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.