Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2437 Esas 2020/5625 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2437
Karar No: 2020/5625
Karar Tarihi: 23.11.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2437 Esas 2020/5625 Karar Sayılı İlamı

Özet:

\"16. Hukuk Dairesi 2020/5625 K. Sayaç 2018/2437 E.\" başlıklı mahkeme kararı, tescil davası üzerine verilen bir hükümün incelenmesi sonucunda açılmış bir davada görülmüştür. Davanın süresinde olduğu belirtilen kararda, yapılan inceleme sonucunda taraf teşkilinin sağlanmadığı ve hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, yargılama sırasında davacının ölümü nedeniyle taraf ehliyetinin sona erdiği ve davaya devam edilmesinin mümkün olmadığı vurgulanmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise 6360 sayılı Kanun'un tescil işlemlerine ilişkin hükümlerini düzenleyen maddelerdir.
16. Hukuk Dairesi         2018/2437 E.  ,  2020/5625 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle "....karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince ... Büyükşehir Belediyesi davaya dahil edilmeyerek taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiş olduğu gibi; teknik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda (E3) ile gösterilen yerde hiç bir toprak işlemesi yapılmadığı kesin olarak belirlenmiş olduğu halde bu taşınmaz bölümü yönünden imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin kabul edilmesinin isabetsiz olduğu ve diğer bölümlere ilişkin olarak ise imar - ihya koşulları yönünden yöntemince araştırma yapılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek, öncelikle taraf teşkilinin sağlanması için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra davaya devam edilerek; dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan getirtilip dosyaya konulması, üç kişilik zirai bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve inşaat bilirkişisi ile mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak, çekişme konusu taşınmazın, önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya edilmiş olup olmadığı, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda ayrıntılı rapor alınması ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi ve orman bilirkişisi tarafından düzenlenmiş 27.02.2017 tarihli ortak raporda (A) harfi ile gösterilen 5.669,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazın ... adına tapuya tesciline, (D) harfi ile gösterilen 3.751,39 metrekare yüzölçümlü taşınmazın ... adına tapuya tesciline, (E2) harfi ile gösterilen 337,04 metrekare yüzölçümlü taşınmazın ... adına tapuya tesciline, (E4) harfi ile gösterilen 3.783,66 metrekare yüzölçümlü taşınmazın ... adına tapuya tesciline, (D1) harfi ile gösterilen 618,06 metrekare yüzölçümlü 565 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısım yönünden davanın reddine, (E1) harfi ile gösterilen 1.090,79 metrekare yüzölçümlü 37 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısım yönünden davanın reddine, (E5) harfi ile gösterilen 2.917,92 metrekare yüzölçümlü 120 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısım yönünden davanın reddine, (E3) harfi ile gösterilen 674,85 metrekare yüzölçümlü taşınmaz yönünden davanın reddi ile belirtilen taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (D), (E2) ve (E4) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde, davacı yararına Kadastro Kanunun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı ... yargılama sırasında 17.05.2017 tarihinde vefat ettiğinden taraf ehliyeti son bulmuş ve vekilin vekalet ilişkisi de sona ermiştir. Bu nedenle vekalet ilişkisi sona eren vekilin katılımıyla davanın sürdürülmesi hukuken mümkün değildir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, yargılama sırasında vefat eden davacı ..."in verasete esas nüfus kayıt örnekleri dosya arasına getirtilerek mirasçıları tam olarak belirlenmeli ve ardından mirasçılar yöntemine uygun şekilde davet edilerek davaya devam edip etmeyecekleri hususunda beyanları alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yöntemince aktif dava ehliyeti koşulu sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.