Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı İ.C.ve dahili davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu kaydına yanlış tescil edilen payların düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 118 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 175771232/31779471360 payın davacıya, 130865/407680"er payının da davalılar A. ve İ. C."e ait olduğu, taşınmazda pek çok paydaşın daha bulunduğu, dava konusu taşınmazın geldisi olan 28 parsel sayılı taşınmazın 87885616/317794713060 payını İ.K."ın 06.11.1968 tarihinde M.K.."a sattığı ancak payın 87885616/136980480 olarak tescil edildiği, M. K."ın 23.07.1990 tarihinde payını B.G."ye sattığı, akabinde taşınmaz toplulaştırma işlemi ile 118 ada 2 parsel numarasını aldığı, B."nin 03.07.2001 tarihinde payını İ. A."a sattığı, İ."in uhdesinde bulunan 110656/273960960 payla birlikte payın 175881888/273960960 olarak tescil edildiği, İ.A."ın payını 20.11.2001 tarihinde H."a, H."ın da 28.12.2001 tarihinde davalı A.D."e sattığı, A."in de 30.12.2005 tarihinde 130865/407680 payını ipka ederek 130864/407680 payını M. A."a, M.A."da aynı gün payı davalı İ. C. Ş."e temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmişse de alınan bilirkişi raporunun hükme yeterli ve denetime elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Zira önceki paydaş M. K., İ.K."tan 87885616/317794713060 pay satın aldığı halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu payın 87885616/31779471360 olarak esas alındığı, yine paydaş İ.adına tescil edilen ve bu kişi tarafından H."a satılan pay 175881888/273960960 iken raporda 17881888/273960960 olarak gösterildiği ve İbrahim"in uhdesinde bulunan payı 110656/273960960 iken raporda 8110656/273960960 olarak hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı pay ve paydalar üzerinden hesaplama yapıldığı gibi, dava konusu paylara ilişkin yapılan hesaplamaların ne şekilde yapıldığının ayrıntılı olarak açıklanmadığı ve sonuç itibariyle taşınmazdaki pay ve paydanın birbirini tutup tutmadığının belirtilmediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; hatalı olduğu iddia edilen payların oluşumuna dayanak teşkil eden akit tabloları da getirtilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile yeniden inceleme yapılması, payların düzeltilmesi durumunda pay ve paydanın birbirini tutup tutmayacağı da dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar vertilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalı tarafın temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.