8. Hukuk Dairesi 2012/8367 E. , 2012/9584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.09.2008 gün ve 10/67 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı bulunan bir parça tapusuz taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi tarafından hazırlanan 21.09.2006 tarihli krokide gösterilen 97402,50 m2 taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin 12.09.2008 tarihinde kararı verildikten sonra, Siirt Kadastro Müdürlüğünün mahkemeye hitaben yazdığı, 29.06.2012 tarih ve 2559 sayılı yazıya göre; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının tamamlanarak dava konusu taşınmazlarla ilgili 238 ada 13, 14 ve 16 parseller olarak kadastro tutanaklarının tanzim edildiği ve sözü edilen kadastro tutanak ve eklerinin dosya arasına gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmaza ait olduğu bildirilen 238 ada 13, 14 ve 16 parsellere ait kadastro tutanakları incelendiğinde; senetsizden, mera niteliğiyle, orta malı olarak 18.04.2008 tarihinde kadastro tespitlerinin yapıldığı ve tutanakların 30 günlük askı ilan süresi içinde itiraz edilmediği belirtilerek 14.11.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu birlik dahilinde, davanın açıldığı 31.01.2005 tarihinden sonra ve karar verilmeden önce 18.04.2008 tarihinde kadastro tutanakları düzenlenerek 14.11.2008 tarihinde kesinleştirildikleri anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5.maddesine göre, “Kadastro müdürü, çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir.”
Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmeliğin 7/e-2 fıkrasında da benzer hüküm yer almaktadır. Buna göre; “Kadastro öncesi davalı olduğu halde, dava listesine dahil edilmemesi veya davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus gözönünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleştirilen taşınmaz mallar bulunduğu takdirde, devredilmişse Tapu Sicil Müdürlüğünce, devredilmemişse Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel ya da parsellerin tapu kütüğü sayfasının beyanlar hanesine, tespitin davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılarak bu Yönetmeliğin 5 ve 6. maddeleri uyarınca işlem yapılır” denilmiştir.
Kadastro tespitlerinden önce genel mahkemelerde açılan davaların kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun, parsellere ait kadastro tutanaklarının zuhulen kesinleştirildiklerinin kabulü gerekir. Dava hala derdest bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mallara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.”
Mahkemece, açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Pervari Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Yapılan kesinleştirmenin maddi yanılgıya dayalı olduğunun kabulü gerekir.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.