12. Ceza Dairesi Esas No: 2014/1563 Karar No: 2014/10372 Karar Tarihi: 29.04.2014
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/1563 Esas 2014/10372 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir tazminat davasının kısmen kabul edilmesine karar verdi. Davacıya 4.530,59 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminat ödenmesi, tutuklama tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak verilmesi hükmedildi. Sanık uyuşturucu madde ticareti yapmaktan beraat etmiş, dava ise 466 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca yasal süre içinde açılmış ve kanuna uygun bir şekilde hareket edilmiştir. Manevi tazminat miktarı, davacının sosyal ve ekonomik durumu, suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleştiği tarihte elde edebileceği para miktarı gibi hususlar göz önünde bulundurularak belirlenmiştir. Ancak, manevi tazminat için beraat hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmamıştır. Bu nedenle, hüküm Kanuna aykırıdır ve 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozulması gerekmektedir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise
12. Ceza Dairesi 2014/1563 E. , 2014/10372 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat Hüküm : 4.530,59 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat davasının dayanağını oluşturan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/53-2009/217 Esas, Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 16.10.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu, maddi tazminatın davacının tutuklu kaldığı dönemde geçerli net asgari ücret miktarları esas alınmak suretiyle hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece tayin edilen manevi tazminat miktarının ise davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir. Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; Talep de gözetilerek, manevi tazminat için beraat hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükümdeki manevi tazminata ilişkin cümledeki "tutuklama tarihi olan 08.02.2005" ibaresi çıkartılıp yerine "16.10.2009" yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.