20. Hukuk Dairesi 2014/2241 E. , 2014/4930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 25.01.2010 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan yaklaşık 1000 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğunu iddia ederek, taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve (A) harfi ile işaretli 1759,16 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.02.2013 gün ve 5349-1442 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli taşınmaz, 1966 yılında yapılan kadastro çalışmalarında çalılık ve fundalık olarak tapulama harici bırakıldığına, imar ve ihya ile kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle tescil isteğinde bulunulduğuna göre, orman araştırması yapılmalıdır." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, (A) harfi ile işaretli 1748,97 m2 taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.07.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 02.09.1994 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 01.06.1966 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz bu çalışmada çalılık olarak tesbit harici bırakılmış, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, temyize konu taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, köy içinde tarla, bahçe olarak kullanıldığı, adına tescil kararı verilen davacılar yararına zilyedlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği ve taşınmazın yaklaşık 40 m2 bölümünün yargılama sırasında yapılan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmasında komşu taşınmaz içinde kaldığı saptanarak, yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 22/04/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.