20. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2560 Karar No: 2014/4939
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/2560 Esas 2014/4939 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2014/2560 E. , 2014/4939 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 15.01.2009 havale tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek, taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine de taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, (A) işaretli 3093 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline; (K) işaretli bölüm 1167 sayılı orman parselinde kaldığından; (J) işaretli bölüm ise 1446 sayılı kumluk içinde kaldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 13.07.1974 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 26.02.1984 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1969 yılında kesinleşmiş, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Taşınmaz kadastro sırasında çalılık olarak tesbit harici bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazın (A) işaretli bölümünün eski tarihli resmî belgelerde ... ormanı olduğu, (K) işaretli bölümün 1167 parsel sayılı kesinleşmiş orman sınırı içinde; (J) işaretli bölümün ise 1446 parsel sayılı kumluk olarak sınırlandırılan taşınmaz içinde kaldığı, daha önce aynı yer hakkında Hazine tarafından davacı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davası sonunda asliye hukuk mahkemesinin 1981/222-363 sayılı kararıyla davanın kabulüne; davacı tarafından ilgili köy ve Hazine aleyhine açılan tescil davası sonunda da asliye hukuk mahkemesinin 1993/325-2000/424 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; inşaat bilirkişi tarafından taşınmazdaki yapıların değerinin belirlendiği ve mahkemece belirlenen bu değer üzerinden eksik harcın tamamlanmasına karar verildiği, davacının 25.10.2013 tarihinde 5490.- TL harç yatırıldığı halde, davanın reddine karar verilirken, bu harcın iadesine karar verilmemiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 9. bendinden sonra gelmek üzere, “davacı tarafından yatırılan 5490.- TL harcın davacıya iadesine” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.MK.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22.04.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.