Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/25733 Esas 2016/2395 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık


Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ...............Şti"nin, sanıklar....... ve .........."ın ise .......... Şti"nin ortağı oldukları, olay tarihinde katılan şirketten ........mobilya için mal aldıkları halde; karşılığında sanık........ tarafından ..........Şti adına keşide edilen 16/05/2009 keşide tarihli ve 4.000 TL bedelli çeki katılana verdikleri, çekin ödenmemesi üzerine ............. 2009/9004 sayılı dosyasında icra takibine geçildiği, takip sırasında ....... yönelik haciz işlemi uygulanması üzerine .........tarafından açılan istihkak davasının ........ Hukuk Mahkemesince reddedildiği, yine katılan tarafından 22.769 TL alacağının tahsili amacıyla ............. 2009/12322 sayılı takip dosyasında icra takibine geçilmesini müteakip ...........tarafından şirketleri adına kesilmiş fatura ve sevk irsaliyelerinde ............Şti"nin vergi numarasının yazıldığı, söz konusu fatura ve irsaliyelerin .......... Malzemeleri şirketinin defterlerine işlenmiş olduğunu belirtilerek borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, sanıkların iki şirketin isimlerinin benzer olmasından faydalanmak, hileli davranışlar sergilemek suretiyle borçlarını ödemekten kaçındıkları, bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanıkların aşamalarda inkara dayalı savunmaları, katılan tarafından icra takibine konu edilen çek üzerindeki şirket kaşesinin ........................ Şti"ye ait olması ve icra takibinin de bu şirket aleyhine yürütülmesi, aynı şekilde icra takibine konu fatura ve irsaliyelerin ...........................Şti"nin vergi numarası yazılmak suretiyle katılan tarafından düzenlenmesi karşısında, mahkemenin sanıkların katılanı dolandırmak kastı ile hareket ederek borcu ödemedikleri konusunda sanıkların savunmasının aksini gösterir nitelikte, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamede söz konusu şirketlere ait defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak hangi alışveriş karşılığı hangi çek, senet veya faturanın düzenlendiğinin belirlenmesi gerektiği görüşüyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin suçun sübutuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraat hükmünün ONANMASINA, 07/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.