20. Hukuk Dairesi 2014/2637 E. , 2014/5165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 22/11/2011 tarihli dava dilekçesiyle, ... İli, ... 152 ada 52 parsel sayılı 6187 m2 taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, ancak kesinleşen 2/B madde sahasında kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptali ile 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Orman Yönetimi, eylemli orman iddiasıyla davaya müdahil olmuş, Hazine de aynı iddia ile 18/02/2013 tarihli dilekçesiyle davayı islah etmiş, Orman Yönetimi de 28/12/2012 tarihli dilekçesiyle; “kısmen” açtığı davayı, “tamamı” şeklinde ıslah etmiş, mahkemece, Hazinenin davasının kabulüne, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, taşınmazın eylemli orman olması nedeniyle tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eylemli orman iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu, 20.01.2006 tarihinde ilân edilip kesinleşen 2/B madde uygulaması, 1968 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretli 5765 m2 bölümünün orman sınırı dışında, (B) harfi ile işaretli 396 m2 bölümünün orman sınırı içinde, (C) harfi ile işaretli 26 m2 bölümünün ise 2/B alanında kalmaktaysa da; tamanında eğiminin % 20 civarında, üzerinde meşe kökleri bulunan eylemli orman niteliğindeki yerlerden olduğu, bu nitelikte taşınmazlar orman sınırı dışında bırakılmış olsa bile, 4999 sayılı Kanun hükümleri uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından her zaman orman sınırı içine alınabileceği gözönünde bulundurularak yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/05/2014 günü oybirliği ile karar verildi.